Enflasyonun yerleşik ve gelişmekte olan ekonomilerde tarihi yüksek seviyelerinde seyretmesiyle birçok merkez bankası enflasyonu kontrol etmek ve sıkı bir para politikası dönemine girmek için harekete geçti.
Son olarak ABD’de faiz oranlarının yükselmesi ve piyasaların düşmeye başlamasıyla birlikte, küresel bir resesyonun eşiğinde olduğumuza dair güçlü olasılıklar var.
Merkez bankalarının kontrol edemediği enerji ve gıda sektörlerindeki enflasyon, şirketler için daha yüksek maliyetlere neden olurken, düşük ve orta gelirli aileler daha az para harcayabilecek ve ekonomide daha az talebe yol açacak. Yüksek maliyetler ile düşük talep ekonomik büyümenin azalmasına yol açacaktır.
Bununla birlikte, faiz oranlarının yükselmesi borçlanmayı daha pahalı hale getiriyor. Bu durum, özellikle son haftalarda darbe alan teknoloji devlerini etkiliyor. Örnek olarak, 2021 Sonbaharından bu yana Amazon (AMZN) ve Meta (FB) gibi teknoloji hisseleri ortalama %40 değer kaybederken, Bitcoin (BTC) ve Ethereum (ETH) gibi kripto paralar yaklaşık %45 geriledi.
Küresel borç tutarı da pandemi etkisiyle tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Uluslararası Finans Enstitüsü’nün Küresel Borç Monitörü raporuna göre, küresel borçlar 2021 yılında 303 trilyon dolara ulaştı.
Dikkate alınması gereken son nokta ise merkez bankalarının kesinlikle kontrol edemediği makro ekonomik faktörler. Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesiyle hem enerji hem de gıda maliyetlerinin önemli ölçüde artması bekleniyor.
Dünya Bankası tarafından yapılan araştırmaya göre, 2022 boyunca %50’nin üzerinde artacağı tahmin ediliyor. Buğday fiyatlarının %40’ın üzerine çıkacağı, değerli metal fiyatlarının ise yaklaşık %16 oranında artacağı tahmin ediliyor.
Bu içerik bilgilendirme amaçlı olup yatırım tavsiyesi içermez. Yatırımcılar, kayıp risklerini göze alıp kendi sorumluluklarında hareket etmelidir. Herhangi bir yatırım yapmadan önce geniş kapsamlı araştırma yapmanızı tavsiye ederiz.