Pandemi öncesi söylendiğinde bir ütopya olarak nitelendirilen, ama kapanmalarla birlikte hayatımızın doğal bir parçası haline gelen uzaktan çalışma bu günlerin en çok tartışılan konularından biri haline geldi.
Özellikle Trump seçiminin ardından, yeni yönetimde yetkilendirilen Elon Musk, yaptığı çıkışla meseleyi tartışmaya açtı. Bu rüzgâr kalıcı olarak nitelendirilerek başlamıştı. Birçok firma merkezlerini küçülttü ve buna yönelik yapılanmalara gitti.
Şimdi her şey tersine döner mi? Her ne kadar firmaların şirket kültürü, aidiyet gibi konularda çekincelerini ortaya koyarak meseleyi tartıştığı bilinse de, yapılan araştırmalar verimliliğin arttığını gösteriyor.
O zaman tartışmayı buradan doğru okumak lazım. Bu nedenle de ABD’nin bu konuyu tartışmaya açmasındaki gerekçeye bakalım. Aslında gizli bir hedef yok. Niyet açıkça ortaya konuluyor.
Kamuda eski tip çalışma yaşamına dönmek istemeyenlerin işi bırakması ve bu sayede de yönetim kadrolarının yeniden tesisinin hedeflendiği net bir biçimde ortaya konuluyor. Yani konu aidiyet sorunu ya da şirket kültürü değil.
Tamamen bir kadro operasyonu olarak başlayan ama bu detaya dikkat etmeyip, ABD hayranlığıyla bu kervana katılacak olanların dikkatli olması gerekiyor. Zira teknolojinin içine doğan kuşaklar işten çalışmayı benimsemiyorlar.
Bu nedenle ben belki tamamen uzaktan çalışma değil, ama hibrit sistemlerin geçerli olacağını düşünüyorum. O sebeple firmaların bu konuda aceleci davranmaları, yetenek savaşlarının yaşandığı bir dönemde zararlarına sebep olabilir. Sakin olun ve kendi firmanızın, sektörünüzün gerçekleri doğrultusunda hareket edin. ABD’den yükselen ses, kadro değişimine ortam hazırlamaktan başka bir nedenle yapılmıyor.
(Yazıyla ilgili görüş ve düşüncelerinizi [email protected] adresine göndererek yazarımızla paylaşabilirsiniz.)