Deli balın etkisi konusunu 15 yıl önce yazmıştım. Ünlü işadamı Ahmet Aydın’ın başından geçen hikayesini yazmış ve deli balın etkisiyle ilgili önemli detaylar vermiştim.
Ahmet Aydın, yoğun iş yaşamına rağmen haftada iki üç kere futbol oynayan dinamik bir yaşam tarzına sahip biridir. Malum futbol da en fazla efor isteyen bir spor branşıdır. Haliyle iyi beslenmek şarttır. Bal da sporcular için vazgeçilmez bir besindir.
Bir taraftan iş diğer taraftan spor hobisi olunca, Ahmet Aydın sağlık kontrollerini de ihmal etmez. Her yıl Wissbaden’de ünlü bir klinikte check-up yaptırır. Olaydan birkaç hafta önce de kontrollerini yaptırmıştı. Hatta kalp kaslarında kalınlık görülünce, kontroller için bir kaç saat daha kalmasını söylerler. Sonra anlaşılır ki yoğun spor yaptığı için kalp kasları kalındır ve bunun herhangi bir sorun oluşturmayacağına karar verirler.
Bir taraftan iş diğer taraftan spor hobisi olunca, Ahmet Aydın sağlık kontrollerini de ihmal etmez. Her yıl Wissbaden’de ünlü bir klinikte check-up yaptırır. Olaydan birkaç hafta önce de kontrollerini yaptırmıştı. Hatta kalp kaslarında kalınlık görülünce, kontroller için bir kaç saat daha kalmasını söylerler. Sonra anlaşılır ki yoğun spor yaptığı için kalp kasları kalındır ve bunun herhangi bir sorun oluşturmayacağına karar verirler.
Sporsever işadamının kalp sorunu!
Sabahtan yataktan kalkıp, oturup çömelince başı dönmeye başlar. Hemen bir eczaneye gider, tansiyon ve nabzını ölçtürür. Nabız 33 olduğunu görüyor. Eczacı, en yakın hastaneye gitmesini tavsiye ediyor. Bir anormallik vardır ama aklına da riskli bir durum gelmez. Tansiyon düşüklüğü olduğunu düşünse de acil kontrole gider. Tam teşekküllü hastanede hemen kalp elektrosu çekilir ve korkunç gerçek yüzüne söylenir. Üç ayrı doktorun ısrarıyla pil takılmasını kabul ediyor.
Aydın, durumuna inanamaz. Daha iki hafta önce tam teşekküllü check up yaptırmış ve uzman kalp doktorundan sonuçlarını almıştı. Sapasağlam bir bünyeye sahip ve her türlü aktivite için bir engel yoktur.
Almanya’daki sonuçları ve kalp elektrolarını hemen Türkiye’deki doktoruna gönderir. Doktor, bu verilere göre, teşhisin doğru olduğunu ve mutlaka kalp pili takılmasının zorunluluğunu söyler.
Sonuç kaçınılmaz olur ve hemen ameliyata alınır ve pil takılır.
Kalp pili takılmasının sebebi, bal çıktı!
Ama Almanya’daki doktorlar, neyin buna sebep olduğuna bir türlü karar veremezler. Ahmet Aydın, konuyu araştırmaya başlar.
Tanıdığı ve karşılaştığı her doktor bir şeyler söyler ama sebepler konusunda emin değildir. Türkiye’ye geldiğinde kalp cerrahı İsmail Yükseltan, bunu ancak Kardiyolog Prof. Dr. Kemalettin Büyüköztürk bileceğini söyler ve onu ziyarete giderler. Rahmetli Büyüköztürk, her konuda engin bilgisi ve tecrübesiyle tanınan bir hocamızdı. Hoca, incelemesinde pil takılmasını gerektiren hiçbir sebep bulamaz. Son zamanlarda ne yediklerini saymasını ister. Aydın, her şeyi sayıyor ama bal aklıma gelmiyor. En sonunda hoca, “son dönemlerde bal yedin mi?” diye sorar.
Deli balın hikayesi!
Aydın çaya, kahveye, limonataya sürekli bal koyarak, aşırı bal tüketen biridir. Ardından da Prof. Dr. Kemalettin Büyüköztürk deli balın hikayesini anlatır.
Aydın, her yıl Anzer’e yakın kendi köylülerinden yardım olsun diye 150 kilodan fazla bal alıyordu. Hem eşe dosta hediye etmeyi, hem de spor öncesi atıştırmayı düşünerek. Meğerse son aldığı bal deli balmış.
Bunu Alman doktorlara söyler ama onlar bunu duyunca gülmeye başlar, alay eder. Çünkü Alman tıp literatüründe böyle bir bilgi yoktur. Ancak elde bir veri var, bunu takip etmek gerekiyor. Araştırdıklarında görürler ki deli balın çok tüketildiğinde kalpte zayıflamaya sebep olduğuna dair tıbbi bilgi Amerikan tıp literatüründe ve Türkiye tıp literatüründe vardır.
Deli bal vücutta doping etkisi yapıyor, ancak kalpte sistemi bozuyor
Şöyle ki kalpteki kulakçıktan karıncığa sinyal gönderen bir sinir vardır. Kulakçık ritmini aşağıya düşürerek, aşağıdaki 70 -80 atması lazım. İkisi aynı değil ama ritmi böyle. Fakat üstteki atışı bilecek aşağıdaki aradaki orana göre atacak. AFA Blokaj denilen bu sistemi deli bal bozuyor. Bu ritim yakalanmayınca 30’a düşmüş. Böylece kan hücrelere yeterince pompalanmıyor.
Bilvesile Almanlar da yeni bir bilgiye sahip olmanın hazzıyla Ahmet Aydın’a teşekkür ederler.
Almanya, Bochum’daki Klinikum Remscheid’in bir raporuna göre, deli bal vücutta doping etkisi yapıyor ve geçici olarak kalp atışının yüzde 30 performans ile çalışmasına sebep oluyor.
Bal yemeyi ihmal etmiyor
Ahmet Aydın üzerinden 20 yıla yakın zaman geçmiş olmasına rağmen hala kalp pili ile yaşıyor. Bal yemeyi de ihmal etmiyor. Normal yaşamına her gün yüzmeye ve haftada iki üç futbol maçı yapmaya devam ediyor. Eğer baldan değil de başka sebeplerle kalp atışı riskli sınırın altına inerse yani 40’ın altına inerse pil çalışmaya devam edecek. Uyuyup da sabah ölümü görülen kişilerin sebebi genelde böyle kalp atışının düşmesidir.
Tarım ve Orman Bakanlığı, Düzce ilinde baygın halde bulunan genç ayının kurtarıldığını söyledi. Kötü yolculuk dışında, dişi yavru bir veteriner bakım merkezindeki bir sürenin ardından iyi durumdaydı.
“Acı bal” da deniliyor
Keskin tadı nedeniyle acı bal olarak da bilinen madde, ormangülü çiçeklerinin polenleriyle beslenen arıların sonucudur. Amerikan literatüründe “Toxic Honey”, “Mad Honey” olarak geçiyor. Parlak renkli bitkiler tüketildiğinde öfori, halüsinasyon ve zehirlenmeye neden olabiliyor. Ayı ile hep beraber öğrendik ki orman gülleri grayanotoksin adı verilen doğal bir nörotoksin taşıyor.
Labrador çayı (Rhododendron) olarak bilinen cinsleri Kuzey Amerika’da yetişmektedir. Rhododendron groenlandicum’da toksik sonuçlar doğurduğu biliniyor.
Orman güllerinin balı genellikle diyabet, hipertansiyon, gastrointestinal bozukluklar, artrit ve boğaz ağrısı gibi durumlar için doğal bir çare olarak lanse edilir. Bilimsel dergi RSC Advances’te yayınlanan 2018 tarihli raporuna göre, bazıları onu afrodizyak veya erektil disfonksiyon tedavisi olarak bile kullanıyor.
Sadece deli bal üreten arılar bağışık!
Ancak balın çok fazlası insanları ve ayıları hastaneye kaldırabilir. Sadece deli bal üreten arılar yükseklere karşı bağışıktır. Diğer tüm hayvanlar için, bu madde, genellikle 24 saatten daha az sürse de, kafa karıştırıcı etkiler üretebilir.
Halk arasında zehirli olarak bilinen ve deli bal olarak isimlendirilen orman gülü (Rhododendron ponticum ve R. flavum) balları tüm Karadeniz Bölgesinde üretilmektedir.
Orman gülü bitkisinin bol olduğu Batı ve Doğu Karadeniz bölgesinin sahil ve yüksek kesimlerinde bal üretiminden ziyade bal arısı populasyonunu geliştirmek, balmumu, arı sütü ve oğul gibi diğer arı ürünlerinden yararlanmak amacıyla arıcılık yapılabilir.
Kocaeli, Bolu, Kastamonu, İnebolu, Zonguldak, Ordu, Giresun, Trabzon ve Rize’de yaygın olarak yetişen bu bitkinin çiçeklenme zamanı Mayıs ve Haziran ayları arasındadır. Ancak iklim koşullarına ve bulunduğu yüksekliğe bağlı olarak Mart-Ağustos arasında çiçeklenme de gösterebilir.
Orman gülü Karadeniz’de görülüyor
Asıl ana vatanı Himalayalar olduğu bilinen orman gülü ile ilgili tarihte pek çok gerçeklerin yanı sıra hikayeler de anlatılagelmiştir. Trabzon ve Rize havalisinde pek çok orman gülü yetiştiği gibi arıcıların elinde de her zaman deli bal vardır.
Ayı yavrusuna Balkız adı verilmiş. Deli bal semptomlarını tarihte yaşayan sadece ne Balkız ne de Ahmet Aydın. Aslında tarih boyunca dünya çapında binlerce zehirlenme vakası rapor edilmiş.
Romalı askerler Trabzon ve Rize sahillerine geldiğinde dönemin yerli halkı onlara deli bal ikram ederlermiş. Aylardır denizde yolculuk eden askerler de hemen ballara saldırır ama ardından bayılıp kalırlarmış. O sebeple de yıllar yılı bölge bir türlü işgal edilememiş.
Hatta, Texas A&M Antropoloji Profesörü Vaughn Bryant’ın araştırmasına göre, deli balın en eski kayıtlarından biri, filozof Sokrates’in öğrencisi olan Atinalı Ksenophon’un kayıtlarında bulunuyor. Yunan tarihçisi, bir Yunan ordusunun MÖ 401’de, Perslere karşı kazanılan bir zaferden sonra birlikler Karadeniz’den geri dönerken bu balları tüketiyorlar.
Karadeniz’de bal yiyen Yunan askerlerinin başına gelenler!
Yakınlardaki bazı arı kovanlarından yerel balları çalıp, ziyafet çekmeye karar veriyorlar. Saatler sonra birlikler kusmaya başlıyorlar, ishal olup yönünü şaşırıyorlar ve ayakta duramaz hale geliyorlar. Ertesi gün, balın etkisi geçiyor ve Yunanistan’a devam ediyorlar.
Ancak başka savaşçı birlikler onlar kadar şanslı değildi. Yaklaşık 334 yıl sonra, Büyük Pompey liderliğindeki Romalı askerlerin, Pers ordusu tarafından dikilen ve “yerel bal dolu kapları toplayan ve onları Roma birliklerinin bulması için bırakan” bir bal tuzağına düştüğünü anlatıyor.
Yüzyıllar sonra, Amerika’da da benzer olay yaşanıyor. İç Savaş döneminde Birlik askerleri Appalachian Dağları yakınında halüsinojenik bal ile karşılaşıyor. Deli Balın Amerikan tıp literatürüne de girmesi böyle oluyor.
Deli balın ekonomik değeri
İşin bir de ekonomik tarafı var. Aslında Türkiye’de deli bal veya acı bal piyasadaki ekonomik değeri diğer ballardan farklı değil. Malum dünyanın en pahalı balı kabul edilen Yeni Zelanda’nın Manuka Balını 2 bin lira civarında bir fiyata bulabiliyoruz. Türkiye’nin en pahalı kabul edilen balı Anzer Balı ise 1.500 liraya satılıyor. Prof. Dr. Vaughn Bryant’a göre deli balın kilosunu 170 dolara satmak mümkündür. Tabii ki biz iyi anlatabilirsek.
Başka bir kaynağa göre ise, Orta Çağ’da Kiev’in Amazon Kraliçesi Olga’nın, halüsinasyonlar içinde oldukları sırada işgalci Ruslar’a Karadeniz balından haraç verip onların halüsinasyon görmesini sağladıkları anlatılır.
Bazı tarihçiler, M.Ö. 3. Yüzyılda büyülenmiş kehanetler veren eski Yunan’da yaşamış Melissa’nın (adı bal anlamındaki melli’den geliyor) deli baldan yapılan bal likörü ile sarhoş translarına geçtiklerinden bahseder. 17. yüzyıla kadar meyhaneciler ve hancılar bazen içecekleri tatlandırmak için Deli Balı teklif ediyorlardı ve bu amaçla Türkiye’den tonlarca bal ithal ediliyordu.
Apimondia Zirvesi
Dünya arıcılarını buluşturan Apimondia Zirvesi, Balparmak’ın sponsorluğunda 24-28 Ağustos tarihlerinde İstanbul’da yapılacak. Bal üretiminde dünyada ikinci olan Türkiye’nin, farklı söylemlerle öne çıkması gerekiyor. Pandemide değeri daha iyi anlaşılan ve talebi artan balda sürdürülebilir politikalar geliştirilmesi gerekiyor. Bence zirvenin gündem maddelerinin başında, geçen yıl yangın sonucu büyük kayıplar yaşanan “Çam Balı” ile geçen hafta Balkız’ın yaşadığı “Deli Bal” deneyimi yer almalıdır.
Deli bal gibi meşe balı ve bazı endemik çiçeklerin balları da en az deli bal kadar ekonomik değere sahiptir. Bunlar, dünyada Türk Balının marka ve itibarının artması için anlatılması gereken değerlerimizdir.
Umarım son çıkan haberlerle bu fırsat değerlendirilmiş olur. Deli bal, kahvaltılık veya sofralık değil tamamen tıbbi amaçlarla tüketilmesi gereken bir ürün haline gelmelidir.
Bu arada Balkız’ın, bu sefer Kırklareli’nde Istranca Dağlarına salındığı bildirildi. Malum oralarda orman gülü yok. Ayı güvenle etraftaki yaban ballarına saldırabilir.