Bitkisel sütler bizim eve de girmeye başladı. Oğlum, badem sütünü tercih ediyor. Haliyle ev halkı bitkisel sütlerin tadına alıştı. Daha önce “etsiz et” dediğimiz alternatif etleri yazmıştım, şimdi de “sütsüz süt” denilen bitkisel sütleri yazmaya karar verdim.
Sütün tanımı değişiyor
Süt, pek çok kültürde vazgeçilmez bir besin kaynağıdır. Ancak günümüzde, sütün tanımı ve tüketimi değişiyor. Hayvansal kaynaklı süt yerine bitkisel kaynaklı sütleri tercih eden insanların sayısı giderek artıyor. Peki bitkisel sütler nedir, nasıl yapılır ve neden bu kadar popülerdir?
Bitkisel sütler, soya fasulyesi, badem, fındık, hindistan cevizi, yulaf gibi çeşitli bitkilerden elde edilen ve sütün yerine geçen besleyici içeceklerdir. Hatta bazı ülkelerde yasak veya sınırlı üretimi olan kenevirden elde ediliyor. Bitkisel sütlerin üretimi için bitkiler suyla karıştırılır ve süzülür. Böylece elde edilen sıvıya isteğe göre tatlandırıcılar, vitaminler ve mineraller ekleniyor.
Farklı nedenlerle, bitkisel sütler tercih ediliyor. Bunlardan biri sağlık geliyor. Bitkisel sütler, laktoz intoleransı olanlar veya veganlar için hayvansal sütün alternatifi olabilir. Ayrıca bitkisel sütlerin bazıları protein, kalsiyum, demir ve E vitamini gibi önemli besin öğeleri açısından zengindir. Mesela, soya sütü, protein açısından inek sütüne yakın bir değere sahiptir ve kalp sağlığını koruyan izoflavonlar içeriyor.
Bitkisel sütlerin çevresel etkisi daha az!
Bitkisel sütlerin tercih edilmesinin bir diğer nedeni ise çevredir. Bitkisel sütlerin üretimi, hayvansal sütün üretimine göre daha az sera gazı emisyonu, su tüketimi ve arazi kullanımı gerektiriyor. Tek bir bardak inek sütü üretmek için 130 litre su kullanılırken, tek bir bardak badem sütü üretmek için 5 litre su kullanılıyor. Hayvan refahı açısından da bitkisel sütlerin üretimi tercih edilebilir.
Bir başka tercih sebebi olarak da lezzeti sayabiliriz. Pek çok çeşidi olan bitkisel sütler, her damak tadına uygun bir seçenek sunulabilir. Badem sütü düşük kalorili ve kalsiyumca zengindir. Fındık sütü yoğun ve tatlı bir lezzete sahiptir. Hindistan cevizi sütü kalın ve kremsidir. Yulaf sütü ise gluten intoleransı olanlar için uygundur.
Pazar verileri ne diyor?
Bitkisel sütlerin kullanımı son yıllarda dünya genelinde büyük bir artış gösterdi. 2018 yılında soya sütü pazarının 15,3 milyar dolar olduğu tahmin ediliyordu. 2025 yılına kadar ise vegan ürün pazarının 22 milyar dolara ulaşacağı öngörülüyor. 2020 yılında sadece badem sütü üretimi 2015 yılına göre yüzde 900 artış gösterdi.
Türkiye’de de bitkisel süt pazarı büyümeye devam ediyor. Ancak geleneksel süt ürünleri pazarı hala çok daha büyük ve yaygın. Bu durumda bitkisel süt üreticilerinin daha fazla inovasyon yapması ve tüketicilerin beklentilerini karşılayacak çeşitler sunması gerekiyor.
Bitkisel sütlerin tercih edilmesinin dezavantajları da vardır. Bitkisel sütlerin çoğu, hayvansal sütler kadar protein ve kalsiyum içermez. Bu nedenle bitkisel süt tüketenlerin bu besin öğelerini başka kaynaklardan alması gerekir. Ayrıca bitkisel sütlerin bazıları, tatlandırıcılar, koruyucular ve renklendiriciler gibi katkı maddeleri içerebilir. Bu da sağlık açısından olumsuz etkilere yol açabilir. Bitkisel sütlerin bir diğer dezavantajı ise fiyatıdır. Bitkisel sütler, hayvansal sütlerden genellikle daha pahalıdır. Bu da tüketicilerin bütçesini zorlayabilir.
Bitkisel sütlerin, hayvansal sütlerin yerine geçebilecek faydalı ve lezzetli içecekler olduğunu söyleyebiliriz. Ancak her bitkisel sütün besin değeri, çevresel etkisi ve fiyatı farklıdır. Bu nedenle bitkisel süt seçerken dikkatli olmak ve etiketleri okumak gerekir. Bitkisel sütlerin avantajlarını ve dezavantajlarını bilerek, sağlıklı ve bilinçli bir tercih yapmak mümkündür.
Türkiye pazarının yükselen yıldızı!
Son yıllarda, hayvansal sütün yerini alan bitkisel sütler, hem sağlık hem de çevre bilincinin artması ile giderek daha fazla rağbet görüyor. Türkiye’de de bitkisel süt pazarı, hızlı bir büyüme trendi içinde.
Peki, bu pazarın büyüklüğü nedir? Hangi bitkisel sütler daha çok tercih ediliyor? Bitkisel süt üreticileri için hangi fırsatlar ve zorluklar var?
Türkiye’de bitkisel süt pazarının son yıllarda hızla büyüdüğü görülüyor. 2018 yılında Türkiye’deki bitkisel süt pazarı büyüklüğü yaklaşık 30 milyon TL idi. Ancak bu rakam, 2023 yılına kadar yıllık yüzde 14’ün üzerinde bir büyüme ile 75 milyon TL’ye ulaşması öngörülüyor. Bu büyümeyi tetikleyen faktörler arasında sağlık ve çevresel kaygılar, vegan ve vejetaryen beslenme trendleri, tüketicilerin bitkisel sütlerin faydalarına yönelik bilinçlenmesi ve büyük gıda şirketlerinin bitkisel süt ürünlerine yatırım yapması sayılabilir.
Her 1000 kişiden 30’u vegan
Türkiye’de bitkisel süt tüketicilerinin profiline baktığımızda ise ilginç verilerle karşılaşıyoruz. V-Label ve FMCG Gurus’un 2022 yılında yaptığı araştırmaya göre; Türkiye’de her 1000 kişiden 30’u vegan. Tüketicilerin yüzde 52’si düzenli olarak hayvansal et tüketmediğini veya hiç tüketmediklerini belirtiyor. Tüketicilerin yüzde 18’i hayvan kaynaklı süt ve süt ürünleri tüketmiyor. Bu kişilerin motivasyonları; yüzde 70’lik bir oranla “çevresel (ekolojik) kaygılar”, yüzde 61 ile hayvan kaynaklı süt ve süt ürünlerinin “yüksek şeker oranına sahip olması” ve yüzde 56 ile “hayvan hakları” olarak sıralanıyor.
Türkiye’deki bitkisel süt üreticileri arasında en bilinen markalar arasında Alpro, Oatly, SoFine ve V-Soy bulunuyor. Bu markaların yanı sıra, Türkiye’deki yerli bitkisel süt markaları da giderek artıyor. Bitkisel sütlerin üretiminde kullanılan hammaddeler ise genellikle soya, badem, pirinç ve yulaf gibi bitkilerden oluşuyor.
Bitkisel süt üretimi ve tüketimi için öne sürülen argümanların başında çevre kaygısı geliyor. Bitkisel sütler içinde en fazla su kullanımı gerektiren badem sütünün bir litresini üretmek için 371 litre suya ihtiyaç varken, hayvan sütünde bu miktar 628 litreyi buluyor. Pirinç sütü 270 litre, soya 28, yulaf sütü ise 48 litre su gerektiriyor.
Hammadde fiyatları yüksek!
Bitkisel sütlerin üretiminde kullanılan hammaddelerin fiyatları, üretim maliyetlerinde önemli bir faktör olarak karşımıza çıkıyor. Örneğin, badem sütü üretimi için kullanılan badem fiyatları dünya genelinde artarken, Türkiye’de de badem sütü üreticilerinin maliyetlerini artırıyor. Ancak yine de, bitkisel sütlerin üretiminde kullanılan bazı hammaddelerin yerli olarak üretilebileceği de unutulmamalıdır. Yulaf sütü üretiminde kullanılan yulafın Türkiye’de üretilmesi mümkündür ve bu da maliyetleri düşürebilir.
Türkiye’de bitkisel süt pazarı hızla büyüyor ve bu trendin önümüzdeki yıllarda da devam etmesi bekleniyor. Bitkisel süt üreticileri için önemli bir fırsat olan Türkiye pazarında, yerli üretim ve düşük maliyetli hammaddelerin kullanımı, rekabet avantajı sağlayabilir. Ancak bitkisel süt pazarının gelişimi için aynı zamanda tüketicilerin bilgilendirilmesi, vegan gıda yönetmeliğinin güncellenmesi ve hayvan kaynaklı süt ve süt ürünlerine alternatif olarak üretilen bitki bazlı içecek ve gıdaların tanıtımının yapılması da gereklidir.
Lezzetli bir alternatif
Hayvanların sömürülmesine ve acı çekmesine karşı duran veganlar, hayvan kaynaklı hiçbir gıda ürünü tüketmezler. Bu nedenle, bitkisel sütler onlar için ideal bir seçenektir. Bitkisel sütler, hayvansal sütlerden daha az kalori, daha az doymuş yağ, sıfır kolestrol ve bitki bazlı proteinler içerir. Bu da sağlık açısından pek çok avantaj sağlar.
Süt ürünlerini laktoz intoleransı nedeniyle tüketemeyen kişiler de bitkisel sütlerden faydalanabilirler. Bitkisel sütler, laktoz içermediği için bu kişiler için güvenli bir alternatiftir. Ayrıca, bazı bitkisel sütlerin laktoz içeren geleneksel süt ürünlerinden daha fazla kalsiyum içermesi de kemik sağlığı için önemlidir.
Dünya genelinde, vegan nüfusu ve süt intoleransı vakaları her geçen gün artmaktadır. Bu da bitkisel sütlerin talebinin yükselmesine sebep olmaktadır. Özellikle son yıllarda, bitkisel sütlerin vegan ve süt intoleransı olan kullanıcılara yönelik pazarlama faaliyetleri artmıştır. Bu doğrultuda, bitkisel sütlerin çeşitliliği ve erişilebilirliği de artmıştır.
Türkiye’de de veganlık yaygınlaşmaktadır. Vegan Derneği Türkiye Kurucu Başkanı Ebru Arıman’a göre, Türkiye’de vegan nüfusun yüzde 1’leri bulduğu tahmin edilmektedir. Ayrıca, Türkiye’de vegan ürün pazarının hızlı büyüdüğü ve ürün yelpazesinin genişlediği belirtilmektedir. Bitkisel süt sektörü de bu büyümeden payını almaktadır.
Sonuç olarak, bitkisel sütler geleneksel süt ürünlerine alternatif oluşturan sağlıklı ve lezzetli bir seçenektir. Vegan ve süt intoleransı olan kişiler için özellikle büyük bir avantaj sağlamaktadır. Dünya genelindeki bu kişilerin sayısının artması, bitkisel sütlerin talebinin de artmasına sebep olmaktadır.