Habertürk yazarı Kemal Öztürk, süt fiyatlarının izini üretimden marketlere kadar sürdü. Fiyat artışının en büyük sorumlusu döviz hareketliliği. Peki bu yükselen fiyatlarda başka kimlerin payı var?
Gönen’de Türkiye’nin en büyük süt işleme tesislerinden birine sahip olan Cevdet Arınık, az önce fabrikasından çıkan denetçileri başıyla işaret eder gibi camı gösterip, “Her gün gelen oluyor denetleme için. Mahsuru yok. Gelsinler. Sütün fiyatının artmasını araştırıyorlar da süt kutusundaki gramaj sahtekarlığını da aynı titizlikle araştırsalar keşke.”
Süt üreticileri ve süt sanayicilerinin durumunun ne olduğunu dünkü bölümde anlatmıştım. Cevdet Bey süt kutularının üzerinde yazan gramaj oyunundan, süte su katan bazı sahtekarlardan bahsedip, yine de sakince diyor ki, “Bu sektör çok rekabetçi. Sahtekar bir yapar, iki yapar sonra piyasa onu dışlar. Ben sütü pahalı satsam, diğerinden alırlar. Bu rekabet ortamında kimse fahiş fiyatla mal satamaz.”
Bir yandan da gramaj sahtekarlığına çok bozulduğunu göstermek için elindeki süt kutularını bırakmıyor: “İkisi de aynı boyda kutu görüyor musunuz? Ama birinin içinde 180 gram süt var, diğerinde 200. Üzerinde 180 gram yazıyor ama kim bakacak. Bu sahtekarlığı bakanlık denetlemeli.”
İNDİRİM MARKETLERİ Mİ FİYATI ARTTIRIYOR?
Süt üreticisi % 5 karla sütü 3.20 TL’ye sanayici Cevdet Bey’e satıyor. Cevdet Bey koca fabrikasında sütü işleyip bunu marketlere kutu süt olarak satacak.
Ulusal Süt Konseyi’nin hesaplarına göre süt endüstrisindeki Cevdet Bey bir litre tam yağlı sütü 5.1 TL’ye mal ediyor.
Gönen Ticaret Odası Başkanı Ahmet Selvi anlatıyor…
Peki marketlere kaça satıyor:
“Ettiğimiz kar oranı % 9-10 en fazla. Daha pahalıya satamayız, marketler almaz. Sütün içinden bir kısım yağı alıp krema, tereyağı yapıyoruz. Böylece maliyetlerimizi düşürüyoruz. Ancak süt yine tam yağlı olarak kutuda markete gidiyor. Bizim kar oranlarımız yüksek değildir, sürümden kazanmaya çalışıyoruz. Rakamlar orada.”
Eğer ortada fahiş fiyat uygulayan birileri varsa, bunun üreticiden sonra sanayicinin de olmadığı anlaşıldı.
Bu durumda geriye bir tek şüpheli olarak marketler kalıyor.
Yazıyı yazmadan önce piyasadaki en önemli market zincirlerinin raflarındaki sütlerin fiyat fotoğraflarını çektim.
Aynı şekilde başka şehirlerden de fiyatlar aldım.
Ama durun bir dakika, bazı marketler Cevdet Bey’in fabrikasında 5.1 TL’ye mal olan sütünü 4.75’e, hatta daha ucuza satıyor. Nasıl olabilir bu?
Marketlerdeki süt fiyatlarının durumunu aşağıdaki tabloda görebilirsiniz:
MARKET ZİNCİRLERİNİN SAVUNMASI NE?
Türkiye’de piyasadaki fiyatlanmaya en çok etki eden market zincirlerinden birinin en üst yöneticisine sordum:
– Aslında ben üretici ve sanayicide fiyatların şişirilmediğini görünce olağan şüpheli olarak geriye siz kaldınız. Ancak Tarım Bakanlığı’nın kontrolündeki Ulusal Süt Konseyi, süt sanayicisi için 5.1 TL maliyet çıkartıyor ama sizin marketlere bu süt 4.90, 5 TL civarı satılıyor. Nasıl oluyor bu?
“Çünkü bu sektörde acımasız bir rekabet var. Eğer sütü pahalıya satsak müşteri gider öbür marketten alır. Çok alternatifi var. Serbest piyasa bizi denetliyor yani. Ama bakanlıklar, iktidar sanki süt ve süt ürünlerindeki fiyat artışını biz yapıyormuşuz gibi gelip marketlerimizi denetliyor. Doğal olarak bir şey bulanıyor tabi. Biz sütü nasıl bu kadar ucuza satıyoruz? Bir kere temel ürünlerde kârlılık oranı tek rakamlıdır. Yani % 9’u geçmez. Biz kampanyalarda sütün fiyatını çok düşürerek, müşteriyi markete çekiyoruz ve diğer ürünlerimizin de satılmasını sağlıyoruz. Böyle dengeliyoruz satışlarımızı. Başka türlü ayakta kalamayız.”
SÜTÜN FİYATINI ARTTIRAN GERÇEKLER
Birçok üretici, sanayici, market zinciri, konu uzmanı ile görüşmelerin sonucunda sütün fiyatını arttıran “kötü” insanların olmadığını anlamış oldum.
Aslında sütün temel fiyatını belirleyen devletin kontrolündeki Ulusal Süt Konseyi. Oradan itibaren tüm sektör burada belirlenen rakamlara göre piyasayı oluşturuyor.
Sütün fiyatını arttıran şey üretimdeki ve sanayideki temel girdiler. Yani yem (maliyetin % 65’i), ambalaj, işçilik, elektrik, mazot, vergi vs. Sektör çok az kar marjlarıyla, toplamdan kazanmak üzere yapılanmış kendi kendine.
Yem ham maddesinin % 30’u, ambalajın neredeyse tamamı dövizle alınıyor. Ekonomideki döviz hareketliliği ne kadar çok olursa, sektör de o kadar çok etkileniyor.
Bu nedenle son 6 yılda Ulusal Süt Konseyi sütün satış fiyatını % 140 arttırdı. Ancak buna karşın yemdeki son 6 yıllık artış % 250 oldu. Sektör bu yüzden büyük zorluk çekiyor aslında.
Şunu da söyleyelim, yemdeki büyük kriz sadece Türkiye’ye özgü değil. Bu yıl tüm dünyada buğday, mısır, arpa gibi yem bileşenlerinin üretiminde ciddi krizler var. Bu nedenle yem fiyatları çok arttı. Türkiye’de bundan doğal olarak etkilendi.
SÜT ÜRETİCİLERİ KENDİLERİNİ GELİŞTİRMEK ZORUNDA
Ülkenin tartım ve hayvancılıkta en güçlü ilçelerinden biri olan Gönen, uzun yıllar Türkiye’nin en büyük süt üretim merkezi oldu. Ancak son birkaç yılda geriledi, İzmir ve Konya’nın gerisinde kaldı süt üretiminde.
Nedeni, kendilerini yenilememeleri, birliklerini iyi çalıştırmamaları, güçlü sermaye ile modern, hijyen ve büyük tesisler kuramamaları.
Yem ihtiyaçlarını zamanında ekmeleri gerekir, zamanında hasat edip, mevsime hazır olmaları gerekir.
“Süt üreticilerinin daha az çalışarak çok kazanma zamanlarının çoktan geçtiğini anlamaları gerekir. Artık rekabet var” diyor, ilçedeki iş adamlarından biri.
Konya ve İzmir’deki üreticiler hızla büyüyor ve zarar da etmiyor. Bunun nedeni, doğru tesis kurmaları, doğru üretim mekanizmaları, yemlerinin büyük kısmını kendilerinin ekmesi ve doğru pazarlama stratejileri üretmeleri.
Türkiye’de on yılda süt üretiminin yıllık 12 milyondan 23 milyon tona gelmesi işte böyle işletmelerin çoğalmasından kaynaklanıyor.
Bu işletmeler hükümetin sağlıklı süt ve et politikası üretmesi halinde, dünya ile rekabet edecek motivasyona da sahipler bana göre.
Sonuç itibariyle süt ve peynir fiyatlarının artışını nedeni bulmak için denetlemeye çıkan yetkililere şunu söylemek isterim:
Fiyatları arttıran sektördeki üretici, sanayici, market, esnaf değil. Bu insanlar haksız kazanç sağlayan suçlu gibi gösterilmesinden de son derce rahatsızlar. Haklarında yapılan yalan haberler, asılsız iddialar yüzünden ayrıca öfkeliler. Süt ve süt ürünlerindeki fiyat artışının sebebini Ankara’da aramanız gerekir. Döviz neden arttı, Tarım Bakanlığı neden güçlü bir et ve süt politikası üretmedi, ekilen araziler neden verimli hale getirilmiyor, çiftçi, üretici neden bilinçlendirilmiyor?… Tüm bunlara bakılması gerek.
Bu arada sektördeki sanayiciye, market zincirlerine, üreticilere yönelik üstü kapalı bir baskı ve tehdit havası olduğunu da söylemeliyim. Bazı insanlar konuşmaya çekiniyor.
SÜT ALIRKEN DİKKAT EDİLECEK KONULAR
Süt fiyatları arttı ama illa pahalı süt almak zorunda değilsiniz.
Fiyat araştırması yapın, indirim marketlerindeki fiyatları karşılaştırın muhakkak.
Sütün üzerindeki yağ oranını ve gramajını dikkatli okuyun. Tam yağlı olmasına ve gramajının belirtilen düzeyde olmasına dikkat edin.
Markalı sütlere su katılması, gramajından çalınması pek mümkün değildir. Şüphe duyduğunuz anda Tarım Bakanlığı’na şikayet edin.
Açık süt pazarı konusunda dikkatli olun. Bakteri ve hijyen açısında riskler taşıyabilir.
Kaynak: Kemal Öztürk’ün yazısı haberturk.com ‘dan alıntıdır.