Son dönemde makroekonomik verilerin oldukça kuvvetli bir tablo ortaya koyması resesyon endişelerinin önemli ölçüde hafiflemesini sağlıyor. Bu noktada Cuma günü ABD’de açıklanan tarım dışı istihdam rakamının 250 bin olan piyasa beklentisinin belirgin şekilde üzerinde 528 bin kişi artış göstermesi dikkat çekti.
Verinin kuvvetli olması faiz artırımlarına rağmen istihdamın gücünü koruduğunu göstermesi bakımından önemli. Ancak bu denli güçlü veri Fed’in sıkılaştırma adımlarına kuvvetli şekilde devam edebileceğine işaret ettiği için aynı zamanda risk de yaratıyor. Öyle ki verinin detaylarına baktığımızda istihdamdaki güçlü artışa ek olarak saatlik kazançların yıllık bazda %4,9 olan beklentiyi aşarak %5,2 arttığını görüyoruz. Bu nedenle istihdam verilerinin enflasyonist koşulların devam ettiğine yönelik bir tablo ortaya koyduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Dolayısıyla istihdam rakamları sonrasında yurt içinde güçlü bir performans görsek de yurt dışı piyasaların ağırlıklı olarak eksi bölgede kapanışlar yapmasının sürpriz olmadığını düşünüyoruz.
Yeni haftanın en önemli konu başlığını ABD’de Çarşamba günü açıklanacak olan Temmuz ayı TÜFE rakamı oluşturuyor. Son 40 yılın zirvesine yükselerek Fed’i agresif faiz artırımlarına gitmeye zorlayan enflasyonun ortaya koyacağı tablonun piyasaların seyrinde belirleyici olmasını bekliyoruz. Ortalama piyasa beklentisi önceki ay yıllık bazda %9,1 seviyesine yükselen TÜFE’nin %8,8’e gerileyeceği yönünde.
Hatırlanacağı gibi Fed son toplantısında faiz artırımlarının hızını Eylül ayından itibaren azaltabileceğine yönelik sinyaller vermişti. Dolayısıyla enflasyonun yön değiştirmesi Fed’in daha küçük ölçekli artırımlar yapmaya başlayacağına yönelik öngörüleri destekleyebileceği için piyasalara momentum kazandıran bir unsur olarak çalışabilir. Ancak çekirdek enflasyon manşet rakamın ortaya koyabileceği iyimserliğin sınırlı kalmasına neden olabilir. Öyle ki manşet enflasyonda beklenen geri çekilmeye karşın çekirdek enflasyonun yıllık bazda %5,9’dan %6,1 seviyesine yükseleceği tahmin ediliyor.
ABD’de son iki haftada oldukça yoğun seyreden bilançolar bu hafta çok daha sakin bir periyoda girerken içeride ise yoğunluk artacak. Bu noktada hafta içinde THYAO, ISCTR, EREGL ve TTKOM gibi büyük ölçekli şirketlerin finansal sonuçlarını görme şansı bulacağız. Dolayısıyla Borsa İstanbul’da sektör ve şirket bazlı hareketliliğin biraz daha yüksek seyretmesi şaşırtıcı olmayacaktır.
Türk Lirası üzerindeki baskı hafifliyor
Geride bıraktığımız haftada 18,00 seviyesinin üzerini test eden USD/TL bu bölgede kalıcı olmayarak kapanışı 17,90’ın hemen üzerinde yaptı. Yurt içinde TL’yi destekleyecek çok fazla unsurdan bahsetmek güç ancak küresel risk iştahının resesyon endişelerine rağmen iyimser seyrettiği bir dönemden geçiliyor olması TL üzerindeki baskının hafiflemesini sağlıyor. Bu noktada kuvvetli ABD istihdam rakamlarına karşın Fed’in gelecek aydan itibaren faiz artırımlarının hızını keseceği beklentisi gelişmekte olan ülke para birimlerinin kırılganlığını hafifletiyor. Ayrıca Türkiye’nin 5 yıl vadeli CDS primlerindeki geri çekilme eğilimi de TL’ye tek başına değer kazandırmak için şimdilik yeterli olmasa da en azından riskleri azaltan bir zemin yaratıyor.
Borsa İstanbul’da iyimserlik devam edebilir
Tarım dışı istihdam rakamlarına ilk etapta verilen negatif tepkinin ardından ABD borsalarındaki dönüşe Borsa İstanbul bankacılık endeksi öncülüğünde ayak uydurdu. Cuma günkü yükselişle yılın başından bu yana süregelen trendin orta noktasının kırılmasının ardından dikkat çektiğimiz +100 puanlık hedefe (2750 puana) ulaşmış olduk. Bu seviyenin üzerinde arka arkaya kapanışlar yapılması iyimserliğin devam edeceğine yönelik kuvvetli bir sinyal verecektir. Böyle bir senaryoda sonraki teknik hedef bir kez daha +100 puan (2850) olur. Bu nedenle 2750 puanın önemini yüksek buluyoruz.
Kaynak: ÜNLÜ & Co
Bu içerik bilgilendirme amaçlı olup yatırım tavsiyesi içermez. Yatırımcılar, kayıp risklerini göze alıp kendi sorumluluklarında hareket etmelidir. Herhangi bir yatırım yapmadan önce geniş kapsamlı araştırma yapmanızı tavsiye ederiz.