Krizlere uygun yanıt verme yeteneği, bir işletmenin krizden en iyi şekilde yararlanmasını sağlayabilir. Stanford Graduate School of Business’ta ekonomi politikaları profesörü olan Steven Callander’a göre, “amaç krizi bir yönetim sorunu olarak ele almak” ve “göz önünde olmaktır”. Pandemi ışığında alınan kararlar özellikle karmaşık bir seyir izledi. Kuruluşlar karantina koşulları, yeni sıhhi gereksinimler, değişen bir yaşam tarzı gibi dış faktörleri ve iş yeteneklerini göz önünde bulundurmak zorunda kaldı.
Kaspersky’nin 2020-2021’de küçük işletmeler konulu araştırmasına göre, pandemi başladığında, Türkiye’de KOBİ’lerin %23’ü için benzersiz zorlu duruma yanıt vermenin bir yolu yeni ürünler geliştirmekti. Sokağa çıkma yasağı KOBİ’lerin yarısından fazlasının (%55) mali durumunu sarstı ve birçok maliyet tasarrufu önlemi almak zorunda kaldılar. Bunun ışığında yeni teklifler veya iş fırsatlarına başlamak ve alınan diğer önlemler hayatta kalma çabasının dayanağı oldu.
Salgın karşısında yeni ürün ve hizmetlerin piyasaya sürülmesine ek olarak, %7’si yeni iş alanlarına girdi. Etkinlikler, eğlence, sanat ve kültür ve hatta sağlık sektörlerindeki şirketler için bu, fiziksel tekliflerinin dijital alternatifini piyasaya sürmek anlamına gelebilir. Mağazalar veya restoranlar için çevrimiçi satış ve bina teslim sürecini mümkün kılmak, üreticiler için maskeler, dezenfektanlar ve diğer tıbbi aksesuarlar üretmek veya ev konforu ürünlerine odaklanmak gibi.
Diğer kriz karşıtı önlemler arasında en yaygın olanı, çalışanların tamamının veya çoğunun uzaktan çalışmasına izin vermekti (%40). Ancak alınan kararların çoğu hala giderleri optimize etmeyi amaçlıyordu: kuruluşlar bütçe kesintilerine gitti (%34), ücretleri veya çalışma saatlerini azalttı (%44), bütçeleri değiştirdi veya yatırım planlarını durdurdu (%37). On şirketten biri çalışanlarını işten çıkarmak (%8) veya fatura ödemeyi durdurmak (%14) gibi kritik önlemler almak zorunda kaldı.