Yurt içinde seçim gündemi hisse senetlerinde volatiliteyi beklediğimiz gibi yüksek tutarken yurt dışında ise gözler ABD enflasyon rakamlarındaydı. Haftanın en önemli konu başlığı olan ve %5 seviyesinde sabit kalması beklenen ABD TÜFE rakamı yıllık bazda %4,9’a geriledi.
Çekirdek enflasyon ise beklentilere paralel olarak %5,6’dan %5,5’e geriledi. Genel hatlarıyla bakıldığında verilerin oldukça ılımlı bir tablo ortaya koyduğunu söyleyebiliriz. Her ne kadar enflasyon Fed’in %2’lik hedefinin belirgin şekilde üzerinde seyretse de mevcut rakamlar Fed’in beklemede kalacağına yönelik tabloyu güçlendiriyor.
Bu kapsamda manşet rakamın %5’in altına inmesinin yanında özellikle son FOMC toplantısında yapılan vurgu değişiklikleri ve istihdam rakamlarının iki aydır ortalamaların altında bir tablo sergilemesi Haziran ayında Fed’in beklemede kalacağı tezini destekler nitelikte. Son birkaç günde kısmen daralmasına karşın politika faizi ile 2 yıl vadeli tahvil faizi arasındaki makasın oldukça geniş bir noktada olması ise yıl içinde faiz indirimine işaret eden piyasa fiyatlamalarında anlamlı bir değişimin olmadığını gösteriyor. Bu açıdan baktığımızda iyimser bir tablo çizip Fed’e dair beklentileri biraz daha netleştirse de enflasyon rakamlarının piyasa dinamiklerinde anlamlı bir değişim yarattığını düşünmüyoruz. Öyle ki piyasa beklentisi Fed’in zaten Haziran’da beklemeye geçip yılın devamında faiz indireceği yönündeydi.
USD/TL’de hafif yukarı yönlü eğilim devam ederken sık sık dile getirdiğimiz gibi kısa vadede farklı bir tablo oluşması çok kolay görünmüyor. Kaldı ki seçim haftasında olunması da TL üzerindeki baskıyı artıran bir unsur olarak çalışıyor. Makroekonomik veri tarafında ise dün işsizlik oranı ve sanayi üretimi rakamları açıklandı. Mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı %10,0 olarak gerçekleşti. Sanayi üretimi ise Mart ayında aylık bazda %5,5 yükseliş kaydetti. Yıllık bazda bakıldığında ise üretimde %0,1 daralma yaşandığını görüyoruz. Verilerin TL üzerinde anlamlı bir etkisini gözlemlemedik.
Hisse senetleri haftaya oldukça kuvvetli bir başlangıç yapmış olsa da sonraki günlerde bunu aynı ölçekte devam ettirmeyi başaramadı. Bu noktada Pazartesi günkü %3,7’lik değer kazanımının ardından BIST 100 endeksinin arka arkaya iki işlem gününde önemli bir varlık gösterememesi dikkat çekti. Fakat görünümün hafta başında dikkat çektiğimiz tablo ile uyumlu olduğunu söyleyebiliriz.
Öyle ki 14 Mayıs’ın ardından politik tarafta belirsizliğin tamamen ortadan kalkma ihtimalinin düşük görünmesi hem risk iştahını limitleyen hem de volatiliteye kapı aralayan bir zemin yaratıyor. Haftanın son iki işlem gününde de bu görünümün anlamlı şekilde değişmesini beklemiyoruz. Teknik açıdan ise dün 4500 puan desteğinin altında kapanış yapan endeksin bu noktadan uzaklaşıp uzaklaşmayacağını takip edeceğiz.
Kaynak: ÜNLÜ & Co
Bu içerik bilgilendirme amaçlı olup yatırım tavsiyesi içermez. Yatırımcılar, kayıp risklerini göze alıp kendi sorumluluklarında hareket etmelidir. Herhangi bir yatırım yapmadan önce geniş kapsamlı araştırma yapmanızı tavsiye ederiz.