Xsights Araştırma ve Danışmanlık şirketi, 6 Şubat’ta Kahramanmaraş ve çevresindeki 10 ili etkileyen ve 50 binden fazla kişinin yaşamını yitirdiği depremlerin ekonomik, psikolojik, sosyolojik ve siyasi etkilerini araştıran “Deprem Bizi Nasıl Etkiledi?” raporunu yayınladı.
Xsights Araştırma ve Danışmanlık şirketinin deprem anketinden çıkan sonuçlar şu şekilde:
- Her 10 kişiden 7’si yaşadığı evin depreme dayanıklı olduğunu düşünürken, Batı Marmara ve Ege bölgesi katılımcılarının evlerinin depreme dayanaklı olmadığını düşünme oranı anlamlı olarak diğerlerine göre daha yüksektir.
- Depremden sonra yaşanılan evi değiştirmeyi düşünme oranı %8, yaşanılan şehri değiştirmeyi düşünme oranı %3 ve yaşanılan ülkeyi değiştirmeyi düşünme oranı ise %3’tür.
- Yaşa göre değerlendirildiğinde ise; 18-24 ve 35-44 yaş grubundakiler diğerlerine göre anlamlı olarak daha düşük oranda yaşadıkları şehri ve ülkeyi değiştirmeyi düşünmemektedir. Bu durum, bu yaş gruplarının diğerlerine göre daha yüksek oranda şehir ve ülke değiştirmeye istekli olduklarını göstermektedir.
- Katılımcıların %71,6’sı deprem anında yapılması gerekenlerle ilgili kendi araştırarak bilgi sahibi olduğunu belirtirken, %61,0’i basında ve sosyal medyada yer alan uzmanlar aracılığıyla bilgi sahibi olduğunu ifade etmiştir. Her 10 katılımcıdan yaklaşık 1’i deprem anında yapılması gerekenlerle ilgili bilgi sahibi değildir.
- Her 10 kişiden 7’si depreme hazırlık anlamında deprem çantası hazırladığını her 2 kişiden 1’i ise düşme ihtimali olan eşyalarını sabitlediğini belirtmiştir. Her 5 kişiden 1’i ise depreme yönelik herhangi bir hazırlık yapmadığını belirtmiştir.
- Her 10 katılımcıdan yaklaşık 8’i nakdi, 5’i ise ayni yardım yapmıştır. Ayni yardımda en yüksek oranda yapılan yardım %29,6 ile gıdadır.
- Her 2 katılımcıdan yaklaşık 1’i geleceğe yönelik kaygıları artmış, sevdiklerini kaybetmekten korkar hale gelmiş durumdadır.
- Katılımcıların %43’ü sürekli deprem korkusu yaşadığını, %41,1’i ise uyku kalitesinin bozulduğunu belirtmektedir.
- Her 10 katılımcıdan 9’u depremin yol açtığı zararın sorumlusu olarak en yüksek oranda müteahhitleri görmektedir. Her 10 kişiden 7’si yerel yönetimleri suçlu bulurken, her 10 kişiden 4’ü ise devlet/hükümet suçlu demiştir.
- Suçlu/sorumlu algısına yönelik sorulan soruda, deprem bölgesinde olanlar, olmayanlara göre daha yüksek oranda yaşanılanları Allah’ın takdiri olarak yorumlama eğilimindedir. Deprem bölgesinde olan her 10 kişiden 1’i yaşanılanları Allah’ın takdiri olarak görmektedir.
- Bununla bağlantılı olacak şekilde, depremde yaşanan ölümlerin kader olduğuna inanma oranı deprem anında deprem bölgesinde olanlarda olmayanlara göre anlamlı olarak daha yüksektir. Deprem anında deprem bölgesinde olan her 5 katılımcıdan yaklaşık 2’si ölümleri kader olarak nitelendirmekteyken genel katılımcılar bazında her 5 kişiden 1’inin bu ifadeye katıldığı görülmektedir.
- Her 5 katılımcıdan yaklaşık 2’si, devletin ilk 24 saatteki afet yönetimi performansını başarılı bulduğunu belirtmiştir. Öte taraftan, deprem bölgesinde ailesinden/yakın çevresinden yakını bulunan katılımcılar arasında her 2 kişiden 1’i devletin ilk 24 saatteki afet yönetimi performansını başarılı bulmamaktadır.
- Her 5 katılımcıdan 3’ü, benzer durumlarla devletin daha etkin mücadele edeceğine inanmamaktadır.
- Her 10 katılımcıdan yaklaşık 7’si sorumluların cezalandırılacağına inanmaktadır. Deprem anında deprem bölgesinde olmayanların inanç düzeyi (%69,2), deprem bölgesinde olanlara göre (%46,8) anlamlı olarak daha yüksektir.
- Afet yönetiminde rol alan kuruluşlar arasında en yüksek beğeni düzeyi %93,5 ile maden kurtarma ekiplerinindir. Bunu %91,5 ile gönüllü vatandaş kurtarma ekipleri ve %91,3 ile yurtdışından gelen kurtarma ekipleri takip etmektedir.
- Yapılan bağışların verimli kullanılacağına inanma düzeylerinde Ahbap %84,6 ile ilk sırada gelmektedir. Yani, her 10 kişiden yaklaşık 8’i Ahbap’a yapılan yardımın verimli kullanılacağına inanmaktadır.
- Katılımcılar en yüksek oranda (%82,4), bilim insanlarına duydukları güvenin arttığını belirtmiştir. Bunu sırasıyla, %79,9 ile TSK ve %76,9 ile dış dünya (diğer ülkeler) takip etmektedir.
- Her 10 katılımcıdan 9’u depremden sonra birlik ve beraberliğin arttığını düşünmektedir. Deprem anında deprem bölgesinde olanlarda ise bu oran her 10 katılımcıdan yaklaşık 6’sıdır.
- Her 10 katılımcıdan yaklaşık 9’u Türkiye’ye bundan sonra asla yeni göçmen kabul edilmemesi gerektiğini, göçmenlerin Türkiye ekonomisine zarar verdiklerini ve göçmenlerin derhal evlerine geri gönderilmesi gerektiğini düşünmektedir.
- Her 10 katılımcıdan yaklaşık 8’i uzaktan eğitim kararından geri dönülerek yüz yüze eğitime yeniden geçilmesi gerektiğini düşünürken 55 yaş üstü grup bu kararın gerekliliğini diğer yaş gruplarına göre daha yüksek oranda savunmaktadır.
- Her 10 katılımcıdan yaklaşık 6’sı depremden sonra daha az tükettiğini, depremde yardımlarıyla ön plana çıkan markaları tercih ettiklerini ve bu markalara yönelik bağlılıklarının arttığını belirtmiştir.
- Katılımcıların markalardan beklentilerinde ilk sırada %29 ile gıda yardımı yapılması yer almaktadır. Bunu %24 ile giyim yardımı ve %20,9 ile barınma yardımı izlemektedir.
- Katılımcıların iş dünyasından beklentilerinde ilk sırada %34,5 ile ayni yardımların yapılması yer almaktadır. Bunu %19,8 ile iş olanağı sağlanması ve %15,3 maddi destek sağlanması izlemektedir.
- Katılımcıların sivil toplum kuruluşlarından beklentilerinde ilk sırada yardımların artırılması talebi yer almaktadır. Bunu %23,3 ile ayni yardımların yapılması ve %19,3 ile barınma yardımı yapılması izlemektedir.
- Katılımcıların devletten beklentilerinde ilk sırada %34,1 ile depremzedelerin koşullarının iyileştirilmesi yer almaktadır. Bunu %19,0 ile bölgeye yeni evlerin yapılması ve %14,1 ile maddi destek sağlanması izlemektedir.