Çalışma ile iklim değişikliğine karşı dayanıklı bitkiler yetiştirmek hedefleniyor
Boğaziçi Üniversitesi’nde iklim değişikliğine dayanıklı “akıllı bitkiler” geliştirilmesi için çalışmaların başladığı bildirildi.
Boğaziçi Üniversitesi tarafından yapılan yazılı açıklamaya göre Boğaziçi Üniversitesi Bilimsel Araştırma Fonu (BAP) tarafından desteklenen projenin iki yıl sürmesi planlanıyor.
Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’nden Dr. Steven Footitt ve ekibi tarafından yürütülecek proje kapsamında 186 farklı soydan bitki yetiştirilerek iklim değişikliğinin bitki tohumlarında çimlenmeyi önleyen uyku halini nasıl etkilediği üzerine çalışmalar yürütülecek.
Proje sonunda ortaya çıkacak veriler ile de karşılaştırmalı olarak incelenmiş bitki davranışlarından hangisinin iklim değişikliğine daha iyi yanıt verebildiğini ortaya çıkarılması hedefleniyor.
Projeden elde edilecek verilerle, ikinci uyku halini azaltarak tarımsal açıdan bitkilerde daha hızlı çimlenmeyi sağlayacak elit soyların üretilmesinde kullanılabilecek genler de anlaşılmış olacak.
Açıklamada değerlendirmesi yer alan Dr.Steven Footitt bitkilerin iklim değişikliğine bağlı aşırı sıcaklar karşısında aslında bir hayatta kalma stratejisi olarak uyku haline girdiklerini belirtirken, proje ile tohumlardaki uyku halini azaltan genlere odaklanarak bitkilerin iklim değişikliğine daha kolay uyum göstermesinin sağlanabileceğine vurgu yaparken, Türkiye’de sürdürülebilir tarım ve gıda güvenliği için de akıllı bitkilerin üretilmesine katkı sunmayı hedeflediklerini söyledi.
Dr.Steven Footitt şunları kaydetti;
“Bitkiler, aşırı sıcaklık gibi stres olayları karşısında hayatta kalmak için stratejiler geliştirir. Çünkü doğal seçilim, bitkilerin bu tür zorlu koşulları tolere etmesine veya bunlardan kaçınmasına yardımcı olan mekanizmalar geliştirilmesini sağlamıştır. Bu davranışlardan biri birçok bitkinin tohumlarında gerçekleşen uyku hali (dormansi) ile birlikte bitki büyümesinin durması. Tohumlar ana bitkiden dağıldıktan sonra tetiklenen uyku hali; uygun su, ışık ve sıcaklık koşulları altında da olsa çimlenmeyi önlemeye devam edebilir. Tohumlar, çimlenmeye olanak sağlayan çevresel etkenlere duyarlı hale gelene kadar bu uyku durumunun azalması gerekli. Ancak tohumların dağılmasından sonra aşırı sıcaklık gibi çimlenmeyi önleyen koşullar hala devam ederse, çok daha derin bir ikincil uyku hali ortaya çıkar. Bu şekilde tohumlar, uygun koşullar oluşana kadar toprakta birkaç yıl yaşayabilir. Bu, aslında çoğu yabani bitki tarafından hayatta kalmak için kullanılan bir korunma stratejisi. Bu strateji, farklı bitki popülasyonlarının adapte olduğu çevrelere bağlı olarak türler arasında farklılık gösterir.
Proje kapsamında model bitki olarak ‘Arabidopsis’i kullanacağız. Bu bitki ortalama 30-40 günlük ömre ve beş kromozom üzerinde yaklaşık 25 genlik küçük bir genom yapısına sahip. Arabidopsis türlerindeki genetik çeşitlilik seviyesinin yüksek ve bu da farklı eko-tiplerde iklim adaptasyonu ile meydana gelen varyasyonların belirlenmesini kolaylaştırıyor.
Ben ve ekibim aşırı sıcaklık gibi ikinci uyku haline neden olarak tohumun çimlenmesinin önüne geçen süreçlerin düzenlenmesinde rol oynayan iklime adapte olmuş genleri haritalandıracak. İklim değişikliğine uyum sağlamak için aynı türün genetik olarak farklı tohumlarının uyku halini kullanarak nasıl hayatta kaldıklarını inceleyeceğiz. Bu da bize ilerleyen zamanlarda iklim değişikliğine uyumlu bitkilerin yetiştirilebilmesi için büyük katkılar sağlayacak. Bu, Türkiye’de tarım ve gıda güvenliği için de çok büyük bir adım”