Capital, Ekonomist ve Start Up dergileri tarafından 2012 yılından bu yana düzenlenen, ana sponsorluğunu P&G’nin üstlendiği; iş ve ekonomi dünyasının önemli aktörlerini buluşturan Zirve; T.C. Hazine ve Maliye Bakanı Dr. Nureddin Nebati, P&G Avrupa Başkanı Loic Tassel, Capital ve Ekonomist Dergileri Yayın Direktörü Sedef Seçkin Büyük’ün açılış konuşmalarıyla başladı.
Açılış konuşmasında T.C. Hazine ve Maliye Bakanı Dr. Nureddin Nebati, 2008 küresel finansal krizi, ardından Covid-19 salgını ve son olarak da Rusya-Ukrayna savaşıyla başlayan enerji krizi nedeniyle 21. yüzyılın tarihe belki de “krizler çağı” olarak geçeceğine işaret ederek salgın gibi hızla yayılıp tüm insanlığı etkisi altına alan türden krizlerin beraberinde çeşitli yapısal dönüşümlere neden olduğunu söyledi.
12 yıllık kesintisiz büyüme
Mevcut küresel kriz ortamının negatif etkilerini en aza indirecek politikaları hızla hayata geçirmenin tüm ülkeler için önem kazandığını vurgulayan Nebati, “Nitekim salgın döneminde, mali kısıtlar nedeniyle birçok ülke vatandaşlarını desteklemek ya da yatırımlarını sürdürmek arasında tercih yapmak zorunda kaldı. Ancak bizler ülkemizde hem vatandaşımızın yanında olduk hem de yatırımlarımıza hız kesmeden devam ettik. 2020 yılında, dünya ekonomisi daralırken, bizler yüzde 1,9 büyümeyi başardık. 2021 yılındaysa ekonomimiz yüzde 11,4 ile hem 12 yıllık kesintisiz büyüme sürecini devam ettirdi hem de son 50 yılın en yüksek büyüme rakamına ulaştı. Böylece ülkemiz birçok yüksek gelirli ülkenin büyüme oranlarını da ikiye katladı. Bu yılın ilk 6 ayında da yüzde 7,5 büyümeyi başardık. Salgının ardından Rusya-Ukrayna savaşının neden olduğu enerji krizi nedeniyle Avrupa’da özellikle enerji yoğun birçok sektörde fabrikalar kapanırken bizler üretimimizi ve ihracatımızı artırmaya devam ediyoruz.
İhracatımız 2021 yılında yüzde 33 oranındaki artışla cumhuriyet tarihimizin rekorunu kırdı. Böylece Türkiye, küresel ölçekte ilk 30 büyük ihracatçı ülke içinde ihracatını en çok artıran 6. ülke oldu. Bu 6 ülkeye baktığımızda, Rusya, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve Brezilya enerji ve emtia ihracatları sayesinde bu sıralamada yer alırken, Türkiye’nin sanayi ağırlıklı ürünlerle bu sıralamaya girmesi gerçek bir başarıdır. Bu yılın ocak-eylül döneminde de ihracatımız yüzde 17 oranında artarak mevcut konjonktüre rağmen güçlü artışını sürdürmeye devam etti. Üretimdeki ve ihracattaki güçlü performansımızı istihdam rakamlarında da gözlemlemek mümkün. Toplam istihdamımızı salgın dönemine kıyasla yaklaşık 5,3 milyon kişilik artışla 2022 yılı temmuz ayı itibarıyla yaklaşık 30,6 milyon kişiye çıkardık. Bu istihdam sayısı da cumhuriyet tarihimizde yine bir rekor anlamına geliyor.”
Ahmet Burak Dağlıoğlu: “Türkiye’nin birleşik büyüme hızı yüzde 5’in üzerinde”
T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Ahmet Burak Dağlıoğlu: “Merkez bankalarının para politikaları günümüzde tüm pazarları etkiliyor. Dünyada yılın ilk yarısında satın alma ve birleşme işlemlerinde yaklaşık yüzde 25 azalma olduğu görülüyor. Türkiye bu tablonun neresinde diye bakacak olursak, kendimize has bir değer önerimiz olduğunu söylemeliyiz. Bu bizi zaman zaman pozitif yönde ayrıştırıyor. Türkiye’nin değer önerisi, dayanıklı ve hızlı büyüyen ekonomiye sahip olması. Birleşik büyüme hızımız yüzde 5’in üzerinde. Türkiye’de son yirmi yılda sürekli reform hareketleri var ve yatırımcıya pozitif etki yapıyor. Özellikle pandemi sonrası işgücüne erişim zorlaşsa da Türkiye’nin politikaları bizim hızlı istihdam artışımıza katkı sağladı. Olumlu ayrışmanın devam edeceğini düşünüyoruz” dedi.
Dr. Ali Taha Koç: “Metaverse girişimcilerine destek oluyoruz”
T.C. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Dr. Ali Taha Koç: “Atsız arabalardan insansız arabalara doğru gidiyoruz ve bugün bir otonom aracın at arabasını tanıyamadığı bir dünyaya evrildik. İnternet kullanımımız çok arttı ve Web 2.0 ile artık veri üreten fabrikalara dönüştük. Dijital dönüşüm sayesinde daha fazla sanal toplantılar yapabilir olduk. Yeni konsept de Web 3.0 ve biz en iyi ve hızlı kullanabilen ülkelerden biriyiz. Artık merkeziyetsiz sistemdeyiz ve veriyi üreten veriyi kendi kontrol eder hale geldi. Metaverse çalışmaları Türkiye’de de var ve baştaki beklenti algısı kırıldı. Metaverse’in geleceği noktaya değinmek gerekirse, şu anda sadece iki duyumuzu kullanabiliyoruz ve yakın zamanda diğer duyularımızı da devreye sokabilmeliyiz ki gerçek anlamda sanal bir dünya yaratılmış olsun. Bu konuda girişimcilerimize destek oluyoruz” dedi.
Prof. Dr. Göksel Aşan: “Finans sektörünün geleceğini teknoloji belirleyecek”
T.C. Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Göksel Aşan: “Benim konu zor, zira çok meşhur bir laf vardır: Hayat plan yaparken başınızdan geçenlerdir! Hepimizin bireysel olarak farklı zamanlarda farklı anlamlandırdık bu cümleyi ama ender dönemlerden birinden geçiyoruz. Dünya üzerinde ülkelerin ve kurumların yaptığı hiçbir planın gerçekleşmediği 4- 5 yıl yaşadık. Bu yüzden bugünden gelecekteki trend ne olur konuşmak çok zor. Bir toplantıda şöyle demiştim: Özellikle bu borçluluğun çok yükseldiği dönemde önümüzdeki dönem için konuşuyorum. Bu borçların ödenebilirliğinin tek yolunun yüksek enflasyon olduğunu söylemiştim. Hala daha şu an var olan enflasyon seviyesinin yeterli olduğu kanaatinde değilim dünya için. Bu borçların ödenmemesi durumu hala var olabilir. Euro enflasyonunda yaklaşık 20 ayrı enflasyon var ve Avrupa’yı çok zorlayacak bir problem. Avrupa Merkez Bankası Euro’yu dikkate alıp karar verecek ama o karardan enflasyon kaynaklı sorunu olan ülkelerin sorunları farklı olacak. Finans sektörünün ne olacağı veya nereye gideceğini görmek için yapısal tarafa bakmak lazım. Finans tarafını en temel belirleyen etken teknoloji olacak. Başta bir miktar ağır gitti ama teknoloji tarafı daha da hızlanacak” dedi.
Doç. Dr. Salim Atay: “Türkiye’nin İK envanterini dijitale taşıdık”
T.C. Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi Başkanı Doç. Dr. Salim Atay: “Türkiye’nin bulunduğu coğrafya önemli olsa da en önemli unsuru insanıdır. 2019 itibarı ile mevcut sistemi anlamak üzere bilimsel yaklaşımlarla ölçümler yapmaya başladık ve durumun fotoğrafını çektik. Ülkedeki herkesi yetenek olarak gördük ve devlet imkanlarının herkese eşit olması gerektiğini düşünerek hareket ettik. Bu noktada teknolojiyi devreye alarak fırsatları dağıtırken daha objektif olabileceğimizi anladık. Türkiye’de insanların iş hayatına dahil olmasını sağlayacak tüm enstrümanları geliştirdik. Örneğin Türkiye’nin İK envanterini çıkardık ve verileri birbirleriyle konuşturarak büyük bir data havuzu oluşturduk. Artık sektör, kurum vb beceri haritasına sahibiz. Buradan tüm detayları seçip, uygun insanları uygun kurum ve kuruluşlara yönlendirebiliyoruz” dedi.