Para politikaları ve büyümeye yönelik sinyaller varlık fiyatlarının seyrinde belirleyici unsur olarak çalışırken piyasaların odak noktasında bugün ECB toplantısı olacak. TSİ 15.15’te sonuçlanacak toplantıda ECB’nin yıllık bazda %9,1 seviyesinde bulunan enflasyonu kontrol altına almak için politika faizinde 75 baz puanlık artırım yapması bekleniyor. Ancak Euro Bölgesi’nde ekonominin baskı altında olması nedeniyle faiz artırımlarının önümüzdeki aylarda agresif şekilde devam etmesi çok kolay görünmüyor. Bu nedenle ECB’nin olası faiz artırımının büyüklüğünün yanında gelecek dönemlere ilişkin verilecek sinyallerin de son derece önemli olduğunu düşünüyoruz. Dolayısıyla piyasalar toplantı sonrasında Lagarde’ın yapacağı açıklamaları dikkatle takip edecektir.
Mevcut durumda Rusya’nın Kuzey Akım 1 hattından Avrupa’ya sağladığı doğalgaz sevkiyatını kesmesi bölge ekonomisi üzerindeki baskının artmasına neden olurken bunun Euro Bölgesi varlıklarına kaçınılmaz olarak negatif yansıdığını görüyoruz. Enerji maliyetlerinin ucuz olması Euro Bölgesi’nde bugüne kadar ekonomiyi destekleyen ana unsur olarak çalışmıştı. Ancak bu tablonun değişmesi neticesinde üretimde yaşanabilecek aksamalar büyümeyi negatif etkilerken, maliyetlerdeki potansiyel artış ise enflasyonun daha yukarı taşınmasına neden olabilir. Dolayısıyla ECB’nin politika faizinde 75 baz puanlık artırım yapma ihtimali bulunsa da Euro Bölgesi’nde ekonominin içinde bulunduğu zayıflık faiz artırımlarının önümüzdeki aylarda agresif şekilde devam etmesinin kolay olmadığına işaret ediyor.
Güçlü veriler ve Fed’den faiz artırımı beklentileri eşliğinde dolar küresel olarak güçlü bir görünüm sergilerken bu durumun gelişmekte olan ülke para birimleri üzerindeki baskıyı artırdığını görüyoruz. Bu kapsamda son bir ayda ortalama %3 son bir haftada ise %1 civarında kayıplar söz konusu. Ancak TL’nin söz konusu dönemlerde daha dirençli kalması ile dolar karşısındaki kayıpların gelişmekte olan ülke para birimlerindeki ortalama değer kaybına kıyasla sınırlı kaldığını söyleyebiliriz. Fakat bunun sürdürülebilirliği önemli bir soru işareti. Öyle ki enflasyon yukarı yönlü hareket ederken negatif reel faiz ise giderek derinleşiyor. Enflasyonun yıllık bazda %80’i aşması ve yükselişin önümüzdeki aylarda da devam etme potansiyeli TL açısından şartları önemli ölçüde zorlaştırıyor.
Gerek son dönemdeki hızlı yükselişin gerekse yurt dışı piyasalardaki zayıflığın dün Borsa İstanbul’a da ivme kaybı olarak yansıdığını gördük. Buna ek olarak itici bir güç olarak çalışan bankacılık sektöründeki güçlü performanstan yoksun olunması da kazanımları limitledi. Buna karşın teknik açıdan baktığımızda büyük ölçekli bir bozulmadan söz etmek güç. Özellikle 3290 puanın üzerinde olunmasının kısa vadeli görünümü pozitif tutmaya devam ettiğini söyleyebiliriz. Dolayısıyla bu seviyenin üzerinde kalındıkça riskler limitli kalacaktır. Özetle ilk hedef olarak öne çıkan 3500 puan hâlâ geçerliliğini koruyor. Ancak bankacılık sektöründe hızlı yükselişlerin ardından bir düzletme gelip gelmeyeceğinin de endeksin performansında belirleyici unsurlardan biri olacağını göz önünde bulundurmak gerekir.
Kaynak: ÜNLÜ & Co
Bu içerik bilgilendirme amaçlı olup yatırım tavsiyesi içermez. Yatırımcılar, kayıp risklerini göze alıp kendi sorumluluklarında hareket etmelidir. Herhangi bir yatırım yapmadan önce geniş kapsamlı araştırma yapmanızı tavsiye ederiz.