Yazar: Aslı KORKMAZ

1982 İstanbul doğumluyum. Evli ve 1 çocuk annesiyim. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye bölümünden mezun oldum. 21 yıl Kurumsal hayatın içinde aktif olarak yer alarak İletişim departmanlarında çalıştım. Yakın bir zamanda da kurumsal hayatı bırakarak Sürdürülebilir Yaşam alanında çalışmalar yaparak, eğitimler vererek ve sosyal medyada içerikler üreterek hayatıma devam ediyorum.
Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı (SDSN) tarafından hazırlanan “2025 Avrupa Sürdürülebilir Kalkınma Raporu” geçtiğimiz günlerde yayınlandı. Bu rapor, 41 ülkenin Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SDG) performansını değerlendiriyor ve genel gidişat hakkında bize önemli bilgiler veriyor.2025 yılı raporunda Türkiye, SDG endeks sıralamasında 59,1 puanla 34’üncü sırada yer alıyor. Değerlendirmeye alınan ülkeler bazında maalesef son sıradayız. Bu da bize sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için daha çok mesafe kat etmememiz gerektiğini açıkça gösteriyor. Türkiye’nin puanı, 2024 yılına göre bir artış gösterse de bu artış, sürdürülebilir kalkınma adına ne yazık ki yetersiz kalıyor.Finlandiya, 81,1 puanla beş yıldır zirvede yer alırken, onu Danimarka ve İsveç…
İklim değişikliği ve çevresel sorunlar, yalnızca bireylerin değil, şirketlerin de gündemini değiştiriyor. Geçmişte, şirketler kâr elde etmeye ve faaliyetlerini sürdürülebilir kılmaya odaklanırken, bugün bu perspektif oldukça genişlemiş durumda. Artık iş dünyasında sadece finansal başarılar değil, çevresel etkiler, sosyal sorumluluklar ve kurumsal yönetişim anlayışı da büyük önem taşıyor. Bu yeni yaklaşımın adı ise ESG: Çevresel, Sosyal ve Yönetişim faktörleri.Şirketlerin ESG’ye olan ilgisi giderek artarken, yatırımcılar ve tüketiciler de bu kavramları daha fazla dikkate alıyor. Faaliyetlerini sürdürürken sadece kârı değil, toplum ve çevre üzerindeki etkilerini de göz önünde bulunduran şirketler, sürdürülebilir bir iş modeli oluşturuyor. Ancak, bu değişim sadece şirketlerin faaliyet alanını…
Bu haftanın en önemli gelişmelerinden biri, Eksim Holding’in sürdürülebilir yaşam konusunda başlattığı “Yeteri Kadar, En Doğru Karar” seferberliği oldu.İsrafın, çevresel sürdürülebilirlik, toplum sağlığı ve ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekmeyi amaçlayan bu kampanya, özellikle gıda, su ve enerji alanlarında farkındalık yaratmayı hedefliyor. Kampanya kapsamında, eğitim, tarım ve atık yönetimi gibi konularda kamu ve sivil toplum kuruluşları ile iş birliği içinde projeler hayata geçirilecek.İsraf, benim de üzerinde sıkça durduğum bir konu. Hepimiz, israfın karşısında büyüdük, ama bugün gelinen noktada israfın boyutları oldukça endişe verici. Evlerimize giren gıdayı israf ediyoruz; bir sebzenin sapını, yaprağını ya da köklerini değerlendirmeye üşeniyoruz. Halbuki bu tür…
Eskiden bir fincan kahve, keyifli anların ve samimi sohbetlerin eşlikçisi olarak hayatımızda yer alırken, bugün kahve, çoğumuz için günlük bir alışkanlık haline gelmiş durumda. 5 Aralık “Dünya Kahve Günü”, kahvenin sadece bir içecekten ibaret olmadığını hatırlamak için mükemmel bir fırsat sunuyor bizlere. Bu keyif veren içeceğin, dünya genelinde büyük bir ticaret ağına sahip olmasının yanı sıra, çevresel etkileri de derin.Yaşadığımız çağda, yediğimiz, içtiğimiz ve giydiğimiz her şeyin gezegen üzerindeki etkilerini sorgulamak artık bir zorunluluk halini aldı. Kahvemizi yudumlarken, bu basit alışkanlığın su kaynaklarından karbon emisyonlarına kadar doğa üzerinde bıraktığı izleri düşünmek, sürdürülebilir bir geleceğe katkı sağlamanın en temel yollarından biri…
Gelişen teknolojiler hiç kuşkusuz hayatımızı kolaylaştıran sayısız imkanlar sunuyor. Özellikle sağlık sektöründeki uygulamalar hem hastaların yaşam kalitesini arttırıyor hem de sağlık hizmetlerinde daha etkili sonuçlar elde edilmesini sağlıyor. Robotik cerrahi işlemlerden tutun da online olarak doktorumuzla görüşebilme fırsatları sağlık sektöründeki mesafe sorunlarını da ortadan kaldırmış oldu.Kısacası teknoloji, yaşamımızı kolaylaştırmak için insanlığın geliştirdiği en güçlü araçlardan biri. Ancak günümüzde hayatımızı kolaylaştıran bir unsur olmanın dışında hayatlarımızı ele geçiren ve iyice karmaşık bir duruma getiren bir unsur olma görevini de üstlenmiş durumda. Bu da hem mental sağlığımıza hem de çevremize zarar veriyor. İşte bu aşamada da Dijital minimalizm devreye giriyor.Dijital minimalizmDijital minimalizm,…
Özellikle büyük indirimlerin ve reklam kampanyalarının olduğu dönemlerde yerel üreticiler ayakta kalmaya ve uygulanan fiyat politikalarına karşı aksiyon almakta zorlanıyor. Üstüne bir de değişen iklim şartlarına uyum sağlamaya çalışıyorlar. Kasım ayını bitirmek üzereyiz ancak ülkemizde yağışlar az ve üreticiler kuraklıkla mücadele ediyor.Yerel üreticilerin desteklenmesi ve onların üretimlerine kesintisiz devam etmesi hem ülke ekonomisi hem de toplumsal açıdan çok önemli.Yerel üreticiler neden desteklenmeli?• Geleneksel tarım ve üretim yöntemlerinin devamlılığının sağlanması• Yerel ve atalık tohumların korunması• Bölgesel kalkınmanın desteklenmesi• Yöresel kültürün ve çeşitliliğin devamlılığının sağlanması• Biyoçeşitliliğin korunması• Nakliye kısmında ortaya çıkan karbon ayak izinin azaltılması gibi birçok faktörden dolayı yerel üreticilerimiz desteklenmelidir.Üstüne…
İstanbul Aydın Üniversitesi Sürdürülebilirlik Koordinatörlüğü daveti ile bu hafta üniversiteye konuk oldum. Genç arkadaşlarıma “Sürdürülebilir Yaşamın” aslında bir efsane olmadığını, kendi yaşamımdan örnekler vererek anlatmaya çalıştım. Hepsi çok ilgi ile dinledi. Aslında gençlere ‘az tüketin’ demek kolay değil. Özellikle yaşadığımız çağda her köşeden tüketime yönlendiriliyorlar. Ancak ilgileri ve sordukları sorular beni çok şaşırttı. Örneğin bir erkek öğrenci; “Oğlunuza bebek bezi olarak ne kullanmıştınız?” diye sordu. Veganlıktan elektrikli araçlara kadar çok çeşitli sorular geldi.Genç bir arkadaşım da “Türkiye’nin sürdürülebilirlik alanındaki çalışmalarından umutlu musunuz?” diye sordu. Ben gerçekten umutluyum. Çünkü umutsuz olmanın kimseye bir faydası yok. Bizler değişirsek her şey değişir.Ekim ayı…
Yılın beklenen ayı geldi! İndirimlerin, reklamların, linklerin havada uçuştuğu “Çılgın Kasım” ayındayız…Tüketicileri satın almaya teşvik etmek için kampanyalar o kadar renkli hazırlanıyor ki satın alma davranışı göstermediğinizde sanki “büyük fırsatları” kaçırıyormuş hissine kapılıyorsunuz. “Eksik kalıyorum, sepetimdekiler tükenecek, kampanya sona erecek, herkes alıyor ben de almalıyım” gibi kaygılarla ihtiyaç dışı satın alma davranışları bu dönemde hız kazanıyor.Aşırı tüketimin ve kaynak israfının yapıldığı indirim dönemlerinin bedelini ise yine Gezegenimiz ödüyor. Bu kampanya dönemleri “Sürdürülebilir Yaşam” anlayışını ve “Doğayı Koruma” bilincini nasıl etkiliyor birlikte bakalım…1- Kaynak Tüketimi: İndirim dönemleri, tüketicileri ihtiyaçları olmayan ürünleri satın almaya teşvik ediyor. Aşırı tüketim davranışları ise doğal kaynakların…
Bu hafta kendime 5 günlük Yoga kampı hediye ettim. Antalya Geyikbayırı’nda mis gibi doğanın içinde biraz soluklanmak ve gündemden uzak kalma ihtiyacı hissettim. Bedenimiz gibi ruhumuzun da dinlemeye ihtiyacı var ne de olsa.Ülkemiz gerçekten bir cennet. Gizli hazineler ile dolu muazzam topraklarda yaşıyoruz. Mesela, kaldığımız bölgede dağların içinden, engebeli yollardan yürüyerek saklı kalmış gibi duran bir dereye ulaştık. Buz gibi suyun güzelliği, doğanın rengi, havası, kokusu gerçekten tarif edilemez.Eko anksiyeteÖzellikle benim gibi iklim krizi ile yakından ilgilenen, çevresel sorunları takip eden insanların gelecek kaygısı olabiliyor. Eko Anksiyete olarak isimlendirilen bu durum iklim değişikliği ve çevresel sorunlar nedeniyle yaşanılan stres ve…
Sürdürülebilir Yaşamın temelleri evde başlar. Aslında küçük gibi gözüken adımlar büyük adımların öncüsüdür ve gezegen için atılan her adım çok kıymetlidir. Bu nedenle ev yaşantımızda daha çevreci ve sorumluluk bilinci ile hareket edebiliriz. Özellikle çocuklarımız varsa yaptığımız her davranışla onlara da örnek olacağımızı unutmamalıyız.“Gezegenimiz için en büyük tehdit, onu bir başkasının kurtaracağına olan inançtır.” -Robert SwanSatın aldığımız ürünler evimize girene kadar belli bir enerji tüketiyor. Aklınıza gelebilecek tüm sektörler için bu durum geçerli. Ve her enerji tüketimi aslında gezegenin iyilik karnesine eksi puan demek. O yüzden ihtiyacımız dışında alışveriş yapmamak çok önemli. Peki evimizde nasıl enerji tasarrufu sağlayabiliriz?Evde enerji tasarrufu…