Yazar: Aslı KORKMAZ

1982 İstanbul doğumluyum. Evli ve 1 çocuk annesiyim. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye bölümünden mezun oldum. 21 yıl Kurumsal hayatın içinde aktif olarak yer alarak İletişim departmanlarında çalıştım. Yakın bir zamanda da kurumsal hayatı bırakarak Sürdürülebilir Yaşam alanında çalışmalar yaparak, eğitimler vererek ve sosyal medyada içerikler üreterek hayatıma devam ediyorum.

Bu çağın en çarpıcı teması hiç şüphesiz ki HIZLI OLMAK…Bir ürün ya da hizmet ne kadar hızlıysa puanlaması da o kadar yüksek oluyor. Tüketim kültürünün yarattığı, aslında faydalıymış gibi görünen sorunlardan biri de bu hız sorunu.Bizler gün içinde hep hızlı olmak, acele etmek, yetişmek, yenilikleri takip etmek, orada bulunmak, daha fazlasına ulaşmak, daha fazla kazanmak, daha fazla satın almak zorundaymış gibi hissediyoruz ve ona göre yaşıyoruz. “Daha fazlasını yapabilmek” ancak bazı şeylerden ödün vererek gerçekleşebilir. Maalesef içinde yaşadığımız ekosistemden ödün vererek hızlı yaşıyor ve bunun sonucunda da doğayı tahrip ediyoruz.Örneğin, eskiden büyüklerimiz pikniklere giderken evdeki tabakları, bardakları, çatal kaşıkları götürürlerdi.…

Devamını Oku

Her şeyin çok hızlı tüketildiği bir çağda yaşıyoruz. Maddi- manevi ne varsa özümsemeden, değerini hissetmeden tüketiyoruz. Bu nedenle de doyum noktasına ulaşmadan ya da ulaşmaya çalışmadan hemen yenisine geçiyoruz. Gerçekten tam anlamıyla: “Çılgın Tüketim Çağındayız.”Mesela moda denilen kavrama bakalım mı?Eskiden markalar belli dönemlerde koleksiyonlarını çıkarırlardı: Yaz dönemi ve kış dönemi gibi…Moda kavramının bile bir heyecanı vardı. Şimdi bırakın mevsimsel değişimi, bir mevsim içinde bile kaç kez koleksiyonlar değişiyor. Hayatımıza “ara koleksiyon” diye yeni kavramlar çoktan girdi.Ben çocukken ablamın giysileri ile büyüdüm, ablam kuzenlerimizin, komşularımızın giysileri ile büyüdü. Bir elbise birçok çocuğun dolabına giriyordu çünkü hemen yıpranmıyordu. En fazla lekeleniyordu.Şimdi nasıl…

Devamını Oku

Sürdürülebilirliğe önem verdiğini belirten şirketlerin çalışma modelleri ve ortamları ne kadar sürdürülebilir acaba?Özellikle İstanbul gibi büyük şehirler artık ne trafiği ne de araçlardan çıkan egzoz dumanını kaldırabiliyor. Hibrit ya da uzaktan çalışma modeli hem çalışanlara hem de şehirlere biraz nefes aldırıyor aslında. Ancak işin kapsamı uzaktan çalışmaya uygun olsa bile bunu hayata geçiremeyen şirketler var. Çalışanı masasında gördüğü zaman verim alabildiğini düşünüyor.Peki ofis ortamları nasıl?Kendi çalıştığınız şirketi düşünebilirsiniz. Hala karton bardaklardan çay/kahve içiliyor, pet şişelerden su içiliyorsa şirketinizin yayınladığı sürdürülebilirlik raporunu bir sorgulamak gerekiyor.Şirketlerin sürdürülebilirlik kavramının özünü hissetmesi ve bunu tüm çalışma arkadaşlarına ve üretim modellerine aktarması gerekiyor. Sonrasında zaten…

Devamını Oku

Ormanlarımızın yerine yenisi yeşermeden bu sene de art arda meydana gelen orman yangınları ile mücadele etmeye devam ediyoruz…Biz unutuyoruz ancak ekosistem unutmuyor…Çünkü doğanın dengesi alt üst olunca “sürdürülebilirlik” yerini sürdürülemez bir sisteme bırakıyor.Dikkat ettiniz mi son dönemde ne çok kullanıyoruz “Sürdürülebilirlik” kavramını…Çünkü, ekosistem bozuldukça iklim krizi farkındalığı her geçen gün artıyor.Bu nedenle daha iyi bir gelecek için birlikte hareket etmemiz gereken çok kritik bir dönemdeyiz.Ben de Dijital Ekonomi yayın platformunda sürdürülebilir bir dünyaya farkındalık yaratmak için bireysel çabalarımı ve araştırmalarımı sizlerle paylaşacağım.Bugün ilk yazımla size “Merhaba” diyorum…Sürdürülebilirlik nedir?Gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılama yeteneklerinden ödün vermeden günümüzün ihtiyaçlarının karşılanmasıdır.Bahsi geçen gelecek…

Devamını Oku