Asgari ücretin belirlenmesinde her kesimin hakları gözetilmiş olsa da, TBMM’ye sunulan kanun teklifinde vergi indiriminin sadece asgari ücretlileri kapsaması belirsizlik yaratıyor.
Asgari Ücret Tespit Komisyonunun 16 Aralık 2021 tarihli toplantısında belirlenmiş ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının (ÇSGB) internet sitesinden brüt 5.004,00 TL olarak duyurulmuştu. Buna göre, Asgari ücrete net ücret üzerinden %50.51, brüt olarak da %39,87 artış yapılmış olup, asgari ücret üzerindeki gelir ve damga vergisi de kaldırılmıştı.
Kanun teklifinin mevcut haliyle yasalaşması durumunda asgari ücretli bir çalışanın işverene aylık maliyeti 5.876,7 ₺ olurken, çalışanın asgari ücret olan maaşını 6 lira artırdığınız zaman işverene olan aylık maliyeti 7.382,3 ₺’na çıkmakta. Yani 6 ₺ zam yapılmasının maliyeti 1.505 ₺ olmakta.
İşverene olan maliyetlerinin tutarsız bir biçimde arttığının altını çizen Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Gülsün, «İşverene maliyette ortaya çıkan bu orantısız artışın kayıt dışılığı teşvik edeceği ise aşikardır. Bu durumda çalışanların önemli bir kısmı asgari ücretli pozisyona gelecek ve sosyal güvenlik primi ödemelerinde de önemli bir azalış yaşanacaktır. Bu sebeple çalışanlar ve işverenler açısından son derece haksız sonuçlar doğurabilecek bu düzenlemenin tüm çalışanları kapsayacak şekilde genişletilmesi gerekmektedir» dedi.
Mali güce göre vergilendirme ilkesine aykırı
Söz konusu düzenlemenin anayasamızın mali güce göre vergilendirme ilkesine de aykırılık teşkil ediyor. Mevcut düzenlemede asgari ücret alan bir çalışan gelir vergisi ödemezken, asgari ücretin 1 ₺ üzerinde alan bir çalışanın ise artan oranlı vergi tarifesi uyarınca vergi ödeyecek olması mali güce göre vergilendirme ilkesini ihlal edecektir.