Yönetim konusunda 5 kitap yazan efsanevi CEO Welch GE’yi dünyanın en büyük, en karlı ve en beğenilen şirketine dönüştürmüştü ama bu müthiş yönetim dehası sayılara takıntılıydı. Bugün olanlar bu yönetim stratejisinin yanlış yere vardığını mı gösteriyor. Yarattığı baskı ortamı, teşvik ettiği davranışlar, GE’nin sonu olmuş görünüyor. İşadamı Murat Ülker, konu ile ilgili yazılmış olan Lights Out kitabının özetini kendi yorumlarıyla özetledi. Kitap ve yazı yöneticiler ve profesyoneller için pek çok ders barındırıyor.
Bugün dünyada General Elektrik markasını bilmeyen yoktur. Ben ilk defa 70li yıllarda Cidde’de bir binanın tepesinde neon ışıklarda görünce farketmiştim. GE logosu jet motorları, ultrason tarayıcıları, rüzgar türbinleri, televizyonlar, ticari kredi anlaşmaları, saatli radyolar, tost makineleri, nükleer reaktörler, ampuller, güvenlik sistemleri, silikon tüpleri, lokomotifler ve çamaşır makineleri vs. herşey (-) de bulunabilir. Buna ise daha sonra Hollanda’da otoyolda GE logolu bir nakliye kamyonu görünce şahit oldum, afalladım, Avrupa’da kara nakliyesi mi yapıyorlardı. Halbuki 1892 yılında kuruluşundan bu yana, General Electric Amerikalılar ve Amerikan Yönetimi için bir şirketten daha fazlası olmuş. Onlarca yıldır yüz binlerce çalışanı için iyi bir işveren ve hissedarları için güvenli bir yatırım aracı olarak adı anılan GE’nin, eğitimli teknik işçileri de stock options sayesinde milyoner olmuşlar. Yöneticileri için elit bir eğitim yuvası ve bazıları içinse muazzam (1milyar dolar) zenginlik kaynağı haline gelmiş.(+) GE az sayıda şirketin becerebileceği bir şeyi başararak, Amerikan toplumu için devlete eş değer kredi ve güven kaynağı olma noktasına ulaşmış.
GE, Thomas Edison’un Atölyesini JP Morgan’ın finansal gücü ile birleştirerek, ülkenin orta sınıfına, askeriyesine ve finansal gücüne destek veren bir oluşum; modern Amerika tarihi içinde mühim bir yeri var. Lakin tüm bunlar bugün hala geçerli mi? Lights Out: Pride, Delusion and The Fall of General Electric (Elektirik Kesildi: Gurur, Yanılgı ve GE’nin Düşüşü) isimli kitabı okuyunca anladım ki “ne oldum demeyeceksin, ne olacağım diyeceksin” sözümüz çok doğru. Düşünün ki 25yıl önce 100dolar civarında olan GE hissesi, 2017de 7dolara kadar düşmüş ve GE’nin efsane CEOsu Jack Welch’in ayrılmasından sonra yerine geçen Jeff Immelt 2017de CEOluktan ayrıldıktan sonra GE’nin piyasa değeri 140milyar dolar azalmış. 2000 yılında şirketin değeri 600milyar dolardı, şimdi ise artık ABD’nin en değerli şirketleri arasında sayılmıyor. Kitap bu sonucu hazırlayan olaylara ve yorumlara yer veriyor. Kitabın yazarları iki Wall Street muhabiri, Thomas Gryta ve Ted Mann. Yazarlar kitabın sonunda GE’nin hala tutucu ve çok hiyerarşik bir şirket olduğunu, dışardan özellikle de gazeteci sorgulamasına açık olmadığını (-) söylüyorlar. Kitap yazarların altı yıl süren röportajlarına, bu röportajlarda verilen bilgilerin halka açık resmi kayıtlarla mukayesesine dayanıyor. İsmini vermek istemeyenlerin isimleri değiştirilmiş. Açıkçası şu anda GE’nin düştüğü halden 2000 yılında CEOluğu bırakan bir zamanların efsane popüler CEOsu Jack Welch’in yönetim tarzının ve yaptıklarının sorumlu tutulduğunu görünce kitaba inancım biraz sarsıldı ama daha sonra Bill Gates’in “GE’ye Ne Oldu?” başlıklı kısa kitap eleştirisini okuyunca yazılanları daha güvenilir kabul ettim. (https://www.gatesnotes.com/Books/Lights-Out )
Kitap şöyle başlıyor …
“GE artık medyanın sevgili ya da analistlerin favori şirketi değil. Hisseleri artık Dow Jones Industrial Average’da yer almıyor ve bir zamanların cömert temettü dağıtan şirketi neredeyse yok oldu. GE hisse senedi bir zamanlar acemi yatırımcının portföyünün önemli bir bileşeniydi, ancak şimdi spekülatif bir hisse olarak algılanıyor…
GE’nin düşüşü çarçabuk oldu. Binlerce çalışan işlerini kaybetti. Nesiller boyu Amerikan şirketlerine iyi yönetim timsali olan bir şirketin çöküşü, hala cevabı bilinmeyen bir soruyu gündeme getiriyor. Acaba GE’yi takip ve taklit eden diğer birçok şirketin başarısının ne kadarı gerçektir?”
General Electric efsane mucit Thomas Edison’un meşalesini taşıyor. Ama Edison’un GE ile alakası çok kısa sürmüş, General Electric Company’nin babası Thomas Edison değil, JP Morgan’mış. Edison şirketin yönetim kurulunda kısa bir süreliğine görev almış. Edison, başarısız madencilik deneylerini finanse etmek için şirketin kuruluşundan birkaç yıl sonra son GE hisselerini satmış ve hızlı büyümeyi kaçırmış.
Sorunların ilk belirtileri, General Electric’in en büyük, en çılgın başarılarını yaşadığı dönemde, o zamanlar neslinin en büyük iş yöneticisi olarak görülen, Massachusetts’li sert mizaçlı bir İrlandalı olan Jack Welch önderliğinde zar zor görülebiliyordu.
21.yüzyılın en etkili CEOsu Welch daha ilkokul çağlarında hırslı bir öğrenciydi, liseden mezun olduktan sonra kimya mühendisliği okumak için Amherst’teki Massachusetts Üniversitesi’ne gitti ve Illinois Üniversitesi’nde aynı alanda yüksek lisans ve doktora derecesi aldı, akademik kariyerle ilgilenmedi, ünlü olmaya ve para kazanmaya kararlıydı. 1960 yılında Jack Welch, General Electric Company’nin Plastik bölümü tarafından işe alınmıştı. Çocukluğundan beri inatçı bir kekemelikle savaşmasına rağmen, “maçoluğu”(-) şirket dünyasına taşımıştı. Welch için dünya ikiye bölünmüştü: Kazananlar ve diğerleri, “meydan okumak” onun normal haliydi.
GE’nin kurumsal basamaklarını tırmanırken yirmi yıllık sürede Welch’in liderlik dehası pek fark edilmemişti. Dönemin CEOsu Reg Jones’un 1970lerin sonlarında yaptığı olası haleflerinin listesinde Welch yer almıyordu. Jones daha sonra tipik bir GE’li olmayan Welch’in stratejik planlama yeteneğinden etkilenmiş ve Jack Welch, GE tarihindeki dokuzuncu icra kurulu başkanı seçilmişti. Başlangıçtaki durumu kitap şöyle anlatıyor:
“Welch aşırı olan maliyetleri azaltmak için bürokrasiyi ortadan kaldırmaya niyetliydi. 1980/90’larda onu kurumsal yönden ünlü kılacak bir şirket felsefesini uyguluyordu. Welch’in temel görevi, karmaşıklığı ortadan kaldırmak, şirket içinde oluşan bürokrasi katmanlarını söküp atmak ve devasa şirketi daha çevik hale getirmekti. Welch GE’yi yavaşlatan her şeyi yok etmek için elinden geleni yapacaktı. Welch gün boyu süren strateji toplantılarını hantal buluyor, beş yıllık planları muhafazakar buluyor ve saçmalık olarak niteliyor, hızlı ve kolay karar almayı savunuyordu.
‘Plan yapmak istemiyorum. Planlar istiyorum’ derdi. Yönetici ekipler yönetim katmanlarını bulmak ve kaldırmakla görevlendirildi. Massachusetts, Lynn’deki GE Aviation tesisine yaptığı bir ziyarette Welch, tesisin kazan dairesindeki işçilerle sohbet etti ve burada kazan dairesinin çalışmasının dört yönetim katmanı tarafından denetlendiğini öğrendi, bu Welch için şok ediciydi. Bu Welch’in şirketi arındırmaya kararlı olduğu türden bir karmaşıklıktı. Yeni GE felsefesini yayıyordu: her işletme rakipleri arasında ya birinci ya da ikinci olmalıdır!.”(+)
Daha sonra Welch, GE tarihinin merkezinde yer alan büyük işletmeleri satıyor. GE’nin TV ve tost makinesi sattığı çağa son veriyor. 1986da NBC’nin sahibi olan RCA Corporation’ın 6,5milyar dolara satın alınması da dahil olmak üzere, kar arayışıyla agresif bir şekilde yeni alanlara giriyor.(-)
1985 yılına gelindiğinde, beş yılı dolan Welch fabrikaları robotik ve otomasyon için elden geçirmek için “8milyar dolardan” fazla harcamış.(+) Ayrıca o zamanlar ismi “GE Credit Corporation” olarak bilinen finansal hizmetler birimine, önemli bir kâr kaynağına el atmıştı. 1985e gelindiğinde finansal hizmetler GE’nin yıllık karının altıda birini oluşturuyordu. GE’nin borç verme operasyonu, ABD’nin en büyük finansal hizmet şirketlerinden bazıları kadar büyüktü. GE Capital, zirvesindeyken, GE’nin toplam karının yarısından fazlasını üretiyordu. Finans sektörüne giren GE kendi şirketlerine verilen krediler ve risklerin hesaplanamaması nedeniyle analistler, ekonomi muhabirleri, yatırım blogerleri tarafından eleştirilmişti. Bu durum sonraki CE0 Jeff Immel’in başına dert olmuştu. Amerika’nın en ünlü sanayi şirketi, ABD’nin en büyük ve en esrarengiz bankalarından biri haline gelmiş. GE dev endüstri şirketi yerine bir finans şirketi olarak da algılanmaya başlamış ve onca iletişime rağmen hala da imajını düzeltememiş. Mali piyasalarda kolayca kazanılan paralar, imalattan satış başarısını gölgede bıraktı ve hisse senedi fiyatı baskılandı.(-)
Welch ve yardımcılarına göre yöntemlerinin başarısının ispatı sayılardaydı. Ama zafer için çok sayıda çalışan ile bedel ödendi. Welch mümkün olan her yerde iş ve işçi azalttı, bu birçok işçinin buradan emekli olacağını varsaydığı bir şirkette gerilim yarattı. 1980lerde 100.000’den fazla yani tüm General Electric işgücünün dörtte birini azalttı ve on binlerce işi sendikaların olmadığı ve emeğin ucuz olduğu denizaşırı ülkelere taşıdı.
Bir başka ünlü ve tartışmalı taktik ise “rank and yank” (sırala ve çıkar) olarak adlandırılır. Welch yöneticilerini çalışanlarının o seneki performans sıralamasını yapmaya zorlardı ve en alttaki %10a durum bildirilir ve tekamül edemezlerse işten ayrılırlardı. Bu tür bir taktiğin sürekli baskısı, çalışanların gerginliğini artırdı.(-) Rank-and-yank, GE’nin performansı için iyi çalıştı. Ancak bazı yöneticiler ve bazı yetkin çalışanlar kendileri de %10a girdikten sonra, bunu yararlı bulmamaya başladı. Herkesin birbirini yenmeye çalıştığı bir yerde takım olmak giderek zorlaşıyordu.(-) Mesela bir yönetici çare olarak başka bir çalışanını kurtarmak için yakın zamanda ölen başkasını alt %10a koyarak sistemi altüst etti. Welch şirketin rekabet avantajının işgücüne bağlı olduğunu ve performansı aynı seviyede tutmanın bitmeyen bir mücadele olduğunu savunuyordu. Bu nedenle yöneticilerinin de sektörde ya birinci ya da ikinci kişiler olmasını ilke haline getirmişti!
Welch iyi bir eğitimci,”koç”tu; ama kurumsal yönetim ilkelerini koyarken onları destekleyecek olan governance kurallarını ihmal mi etmişti? Belki de GE artık çok karmaşık, çeşitli ve kompleks bir kurumdu.(-)
1980den 2000e kadar GE’nin kazancı 1,5milyar dolardan 12,7milyar dolara yükselirken, gelir beş kattan fazla artarak 129,9milyar dolara, hisse senedi fiyatı 40 kattan fazla yükselmiş. GE emsallerinin hayatta kalamadığı bir dünyada başarılı oldu. GE’de en önemli şey hisse senedi fiyatı idi. CEOlar ve tepe yöneticiler şirket hisseleri değerlenince kendi sahip oldukları GE hisselerinden de para kazanıyorlardı. Bir sonraki CEO JEFF Immelt hisse senedinin fiyatını düşürmemeye odaklanan GE’nin bir takım muhasebe hileleri yaparak bu başarıyı sağladığını tabi ki biliyordu ve o da aynı yoldan gitti. Yasal olarak izin verilen kendi hissesini alma/satma işlemi de yine GE’nin en fazla uyguladığı yöntemlerden biri idi.(-) GE’nin tarihsel rakibi Westinghouse Corporation gibi dev holdingler yok oluyordu ve AT&T gibi diğerleri artan rekabet veya hükümet düzenlemeleri tarafından kuşatma altındaydı.
JEFF Immelt 1980lerin sonlarında GE Plastics bölümünde kariyerinde ilerken bir fırsat kolluyor, terfi yolunu arıyordu. Japon rekabeti GE’nin beyaz eşya pazarındaki baskın konumunu azaltmaya başladığında, GE yöneticileri buzdolabı kompresörleri için yeni bir parça arayışındaydı. GE bu yeni parça ile geleneksel piston tahrikli ünite yerine, enerji tüketimini azaltacak ve ithal modellerin iddia ettiği gibi müşterilerin parasından tasarruf ettirecek ve aynı zamanda buzdolabının içinde daha fazla yer açacak olan, döner bir tasarım kullandı. Bu buluş bir devrimdi, ancak bir süre sonra kompresörler arızalanmaya başladı. Mühendisleri sattıkları buzdolaplarının üçte ikisinin bir buçuk yıl içinde arızalanacağını söyledi. Ama bunu Welch’e kim söyleyecekti. Sonra rakamları değiştirdiler.(-) Arıza verilerinin yeni grafiği buzdolaplarının çoğu garanti dışı kalana kadar arızaların kritik kitleye ulaşmasının muhtemel olmadığını gösteriyordu. Ama işe yaramadı. Sorunu keşfeden Welch tüm ev aletleri ekibini kovdu.(+) Welch’in işi düzeltmek için iddialı bir yöneticisi vardı: Jeff Immelt. Immelt GE Plastics’te birkaç yüz satış ve pazarlamacıyı yönetiyordu. Welch’in emriyle Immelt, GE’nin devasa Appliance Park fabrikalarının bulunduğu yer olan Louisville’e taşındı ve konuyu halletti. Immelt bir sonraki CEO olmak için göze girmişti. Immelt ödül olarak 6milyar dolarlık bir iş olan GE Plastics’te tüm Amerika operasyonunu yürüten yeni bir göreve terfi etti.
Immelt 1978de uygulamalı matematik ve ekonomi dereceleriyle mezun olmuştu. O zamanlar pek çok yeni başlayan yönetici gibi, tüketici ürünleri devi Procter & Gamble’da çalışmaya başladı ve burada gelecekteki Microsoft CEOsu Steve Ballmer ile aynı ofisi paylaştı. Immelt’in bir sonraki durağı Harvard Business School’du, 1982de mezun olduktan sonra Immelt babasının ayak izlerini takip etmeye ve GE için çalışmaya niyetliydi. Bu garantili bir seçimdi. GE çalışanları için iyi ve devamlı bir kariyer sağlamıştı. Maaş ve yan ödemeler o kadar iyiydi ki, bazı işçiler onu “cömert elektrik” olarak adlandırmıştı. Immelt Plastics operasyonunu devraldığında önceki yönetim doğru işler yapmamıştı; hedeflere ulaşmış gibi yapmak için rakamlarla oynamışlardı. Immelt başta dürüst bir satıcıyken insanların Welch’in gözüne girmek için neler yapabileceğini öğrendi. Artık bir ikilemle karşı karşıyaydı; GE’de kalmak istiyorsa işi kurallarına göre oynamalıydı.(-) Bir GE yöneticisi için önümüzdeki çeyrekte veya gelecek yıl boyunca şirket için yapmayı taahhüt edeceği satış ve kar artışının büyüklüğü finansal projeksiyonlardan daha önemliydi.
Bir şirketin CEOsunu seçmek için bir bilimsel kural yoktur. GE’de CEO aynı zamanda Başkan olarak görev yapar ve bu üst yöneticiye kararlar üzerinde daha fazla etki sağlıyordu. Böyle bir kurum kültüründe kötü kararlar ve hatalı stratejiler de desteklenebilir.
İlk uçak Dünya Ticaret Merkezi’ne çarptığında, General Electric’i de sert bir şekilde vuracağı açıktı. Yıkılan binaları kapsayan şirketlerden biri GE Sigorta idi. Diğer yandan ekonomide on yıl içinde ilk durgunluk baş göstermişti ve bu GE üzerinde bir baskı yaratıyordu, saldırılar bu durgunluğu daha da kötüleştirecekti. Bu arada hisseler düşüyordu. Bu durum akıllara binlerce soruyu getirmişti. GE hisselerinin Welch’in dehasından ziyade yaratıcı muhasebe oyunlarıyla yönlendirilip yönlendirilmediğine dair can sıkıcı sorular vardı. Şimdi bu tür endişeleri açıklama yükümlülüğü Jeff Immelt’e kalmıştı. Selefi gibi Immelt de eleştirileri ve istenmeyen soruları eritme yeteneğini gösterdi.(-) İmmelt kısa sürede dünyanın en büyük şirketlerini yöneten bir avuç, çoğunlukla erkek CEO kulübüne hızla uyum sağladı. Hiç ayrıntılara girmeden krizleri yönetebildi ve ekibini sadece GE’nin yönetim hedeflerini germek ve daha yüksek hedeflere ulaşmak için agresif olarak kullanarak, başarıyı aradı.(+) Bu GE’nin yoluydu.
Immelt dizginleri ele geçirdiğinde Welch döneminde başlayan gayrimenkül alımları durmadı.(-) Finansal sonuçları bu şekilde yönetmek Immelt’in icadı değildi. GE yöneticileri kazançların her zaman güzel ve pürüzsüz bir yörüngede büyüdüğünden emin olmak için çalışıyorlardı. Welch’in en önemli yöneticilerinden biri olan eski CFO Dennis Dammerman; “Dışarıdan hiç kimsenin makul bir şekilde tam olarak anlaması beklenilmeyen, çok karmaşık ve çeşitliliğe sahip bir şirketiz. Yatırım dünyası için tek öykümüz yok, çok çeşitli işletmelerimiz var ve hepsini bir araya getirdiğinizde tutarlı, güvenilir kazanç artışı üretiyorlar.”(+,-)
Bunu başarmak için önce performans hedefleri ve onlara ulaşma yöntemi belirlendi. Sürekli satın alarak inorganik büyüme artan kazançların kaynağıydı. GE bir sanayi şirketi için alışılmadık derecede yüksek fiyat/kazanç oranını, diğer anlaşmalarda ödeme yapmak için yüksek değerli para birimi olarak kullanabiliyordu. Daha düşük bir fiyat/kazanç oranına sahip şirketleri satın alarak GE otomatik bir kazanç artışı elde ediyordu. Bu satın almaların daha da karlı görünmesini sağlamak muhasebe kurallarını çarpıtarak oldu.(-) Bu kuralları çarpıtan sadece GE değildi tabii ki Amerika’nın en büyük şirketlerinden biri olan Enron da benzer hilelere başvurmuştu ve şimdi patlıyordu. GE bir Enron değildi, ama şeffaflık ilkelerine uyuyor demek mümkün değildi, gizemliydi. GE güçlü ve tutarlı sonuçlar veren bir kara kutuydu. Şirket düşük performansı gizlemek için kullanılan bir nakit zulası var gibi davranıyordu. GE yatırımcılara karşı şeffaf olmasa da pratikte büyük ölçüde muhasebe ve yönetim ilkelerine uyuyordu.
Jeff Immelt’in GE’yi yöneteceğini düşündüğü dünya altüst olmuştu. Terör saldırılarını takip eden durgunluk ve belirsizlik, GE’nin sanayi işletmelerinin bağlı olduğu küresel büyümeyi azaltmıştı ve Enron skandalının ardından muhasebe kurallarındaki değişiklikler, şirketin şu anda GE Capital’deki bilançosu … yatırımcıları GE’nin Enron olmadığı konusunda ikna etmesi gerekiyordu.
Holding performans odaklı ve hiyerarşik bir yönetim yapısına sahipti. Yöneticilerden hedefleri her çeyreğin sonunda tutturmaları bekleniyordu ve herkes Wall Street beklentilerini karşılamak için gerekli çabayı gösteriyordu. Bir çeyrekte hedefler tutmuyorsa hızlı bir kar elde etmek için bir şey satılabilirdi.(+,-) Örneğin, bir gayrimenkül, bir uçak veya GE holdings’in bünyesindeki başka herhangi bir şey.
GE çalışanları, yaptıkları hilelerin muhasebe kurallarına göre meşru olduğunu ve KPMGden bağımsız denetçiler de dahil olmak üzere bunların onaylandığını söylediler. 2007 yılında Boston Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu ofisi GE’ye bir soruşturma açtığını bildirdi. GE’nin nakit toplamak için kısa vadeli bono karşılığında yüksek faiz ödeyerek öte taraftan uzun vadeli borç vermesi fon kaynağının ile kredinin uyumsuz vadelere sahip olmasına neden olmuştu.(-) Faiz oranlarındaki değişiklikler gelecekteki GE karlarını riske atabilirdi. Bu nedenle türevleri kullanarak bu durumu “hedge” ettiler. GE, SEC kurallarına uymamıştı ve soruşturmaya göre 200milyon dolarlık bir cezadan kaçınmak için kurallara uymadığını örtbas etmeye çalıştı. Şirkette çalışan KPMG denetçilerinin ulusal ofisteki üstlerin onayı olmadan uygunsuz işlemleri imzaladıkları iddia edildi. GE anlaşılmaz karmaşıklığının örtüsü altında yönetildi. Bazıları için soruşturma GE’nin büyüklüğünün ve itibarının halının altına kolayca süpürülmesine izin veren suistimalin kanıtıydı.
SEC soruşturmasında şirketin yıllar içindeki muhasebesinin yanıltıcı olup olmadığını görmek için geçmiş kayıtlara bakılacaktı. GE’nin yapabileceği tek şey işbirliği yapmak ve sorulara cevap vermekti. Sonuçta GE’nin yatırımcıları korumak için tüm kamu şirketlerinin ihtiyaç duyduğu muhasebe uygulamalarını genişletme, manipüle etme ve göz ardı etme yeteneğini gösteren uygulamaları şüpheli bulundu.
Finansal hizmetlerle, istikrazla uğraşmak, neredeyse GE’nin geçmişini, geleceğini yok etti.(-) Büyüme vizyonlarını gerçekleştirmek için Immelt, GE portföyünü uzun vadede optimize etmek zorunda olduğunu hissetti. GE’nin 2008 İlk Çeyrek sonuçları açıklandı. Şirket hedeflerini tutturamamıştı. Bu oldukça kötüydü. Bazıları raporlarının bir şekilde yanlış olduğunu düşündü ama değildi. GE piyasaları diğerlerinden daha iyi tanıdığını ve risk yönetimi ustalığı nedeniyle herhangi bir sıkıntıya girmeyeceğini söyleyerek bununla övünmüştü. Oysa şimdi diğer tüm finansal kurumlarla aynı gemideydi, zamanında manevra yapamamıştı. GE hissedarları satışa geçti. Hisse senedi son yıllardaki en kötü düşüşü gördü ve o gün piyasa değeri 50 milyar dolar düştü ve bu böyle devam etti. Analistler artık GE’ye güvenmiyordu. Sürekli şüpheyle bakıyorlardı, JP Morgan analistleri bile… Bir analist GE Capital’in vergi oranının beklenmedik bir şekilde düşük olduğunu belirtti. Şirketin daha önce öngördüğü %17 ila 19’a kıyasla %14. Yatırımcıları şok eden bir bomba haber veren analist, GE’nin notunun nötre düşmesini sağladı. Başka bir deyişle, GE tepe yöneticileri her ne pahasına olursa olsun başarı talep ettiler ve performansı korumak için sorunlar gizlendi, böylece küçük sorunlar ileride büyük sorunlar haline geldiler. GE resmi kurumlar tarafından korunduğu gibi elindeki medya gücü de dikkati dağıtıyordu, iddiasında bulunuyor yazarlar.(-)
O esnada Merrill Lynch satıldı ve Lehman Brothers iflasını ilan etmişti. GE, Lehman Brothers değildi. Başarısız olmayacaktı ya da iflas ilan etmek zorunda kalmayacaktı. Askeriye işinin büyüklüğü nedeniyle devlet GE’nin batmasına izin vermezdi. GE’nin iş kolları sağlık, jet motorları, güç türbinleri ve media hepsi Amerika ve dünyanın geleceğinde sağlam işler olarak görülüyordu. GE’nin gerçek müşterileri olan gerçek varlıklara sahip gerçek işletmeleri vardı ve nakit üretiyordu.
Ama yine de GE’nin başı dertteydi. Çünkü bunlar yatırımcılar için hiçbir şey ifade etmiyordu. GE artık üç aylık kazanç tahminleri bildirmeyeceğini açıkladı. Hisse senedi, finansal kriz devam ederken düşüşünü sürdürdü. Immelt, 70yıl sonra üç aylık temettüyü 31sentten 10sente düşürmek zorunda kaldı. Immelt, yıllar sonra o günün iş hayatındaki en kötü günü olduğunu söyleyecekti. Bu kesinti sadece yatırımcıları etkilemekle kalmayacak, aynı zamanda çalışan hissedarlara ve emeklilere verilen üç aylık çeklerin de miktarını azaltacaktı.
S&P, GE kredi notunu düşürdü ve Moody’s aynı şeyi yaptı. GE ne yapsa gelecekte ana iş kollarından nakit üreteceği konusunda güven sağlayamıyordu. Immelt genel olarak içgüdüsel kararlarıyla ünlüydü, tıpkı kendinden önceki Welch gibi. Görünürde Immelt GE’nin kriz esnasında yönetimi için takdir ediliyordu. Ama Yönetim Kurulunu karar almakta geri planda bırakmıştı. Hem CEO hem de Yönetim Kurulu Başkanı olan Immelt, sürekli tavsiye veya onay istemiyordu; bunun yerine, kurul kendisine güvensin, desteklesin, hızlı bir şekilde hareket etsin istiyordu. Diğer taraftan Immelt şirketlerin bağımsız yönetim kurullarının olmasının ana nedeninin onları seçen yatırımcıların maruz kalabilecekleri riskleri yöneterek korumak olduğunu bilmiyor muydu..
Tabii ki, GE federal hükümetin yardımıyla güvenli bölgede tutuldu ve bunun bir bedeli vardı. İki buçuk yıldan fazla bir süre sonra, Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu GE muhasebe uygulamalarına ilişkin soruşturmasını tamamladı. Şirket kazançlarını yüz milyonlarca dolar abartmış ve muhasebe kurallarını kırılma noktasına kadar esnetmişti. Günahları için GE, 50milyon dolar para cezası ödemeyi kabul etti ve aslında bir daha yaramazlık yapmamaya söz verdi. Şirketin yaptıkları göz önüne alındığında, bu para cezası oldukça düşüktü. Ceza şirket içindeki muhasebe oyunlarının uzun süredir devam ettiği şüphelerini doğruladı.(-) 2010’da Obama tarafından imzalanan iki bin sayfalık yasa, büyük finansal firmalarda riskli stratejileri ve kredi kartlarından ipoteklere kadar her şeyi değiştirdi. Artık GE de banka olmamasına rağmen federal kurumlar tarafından denetlenen diğer şirketler gibi olacaktı. Borsadaki spekülatif değerleri üzerinden yıllardır işlem yapan firmalar artık Tüketicilerin Korunması Kurallarına tabi idi.
Eylül 2010un sonlarında GE ve Çevre Koruma Ajans, New York’un Hudson Nehri’ndeki zehirli atıkları temizlemekten kimin sorumlu olduğu konusunda onlarca yıl öncesine dayanan uzun ve dramatik kavga başlattı. Bir çift GE Fabrikası nesiller boyunca nehre bir milyon pounddan fazla toksik bileşik pompalamıştı ve en ünlü ve hayati Amerikan su yollarından birini iki yüz mil uzunluğundaki bir toksik çöplük alanına dönüştürmüştü. GE yıllar içerisinde ürettiği herşeyin atıklarını nehirlere, denizlere, toprağa karıştırırken, insan hayatına yaptığı tehtidi görmezden geldi.(-) Welch kendisini kendi vicdanında aklamıştı oysa diğer herkes ona karşıydı. Welch yaptığı endüstriyel yatırımların insan hayatına yaptığı katkıları temel aldığı açıklamalar yapmaktan geri kalmadı. Immelt de benzer şekilde yaptıklarının bedelini ödemek ve çevreyi temizlemek için milyonlarca dolar harcamak istemiyordu. Onlara göre bunlar sanayileşmenin, makineleşmenin katma değerinin doğal bir sonucuydu. Bu nedenle Immelt yönetimi altında birçok çevreci önlem alsa da, “ecomagination” adı altında kendini aklayan kampanyaları yapsa da, karbon emisyonunu düşürecek ürünlere yönelse de, milyarlarca dolar harcayacağını söylese de aktivistler tarafından hiç inandırıcı bulunmadı.Forbes “GE yeşile dönüyor” başlıklı yazısında “ecomagination” kampanyasının bir kısmını “şovmenlik ” olarak niteledi. Immelt Forbes’a verdiği demeçte,” özünde daha fazla ürün ve hizmet satmanın bir yolu ” dedi. GE Hudson’u kirlettiği için 500milyon dolara varan cezalar ödedi.
GE’nin kendisini yeniden yaratması gerekiyordu. GE bozulan imajını düzeltmekten asla vazgeçmedi.(+) Endüstriyel dinazor olmak istemiyor, genç kalmak istiyordu. GE yazılım geliştirme ve West Coast teknoloji kültürünün bazı heyecan verici kavramlarını geleneksel üretim operasyonlarına entegre etmek isteyen girişimlerle ilgilendi.(+) GE yaşlı olabilirdi, ama sadece sanayi parçaları üreten yorgun bir imalat şirketi değildi. Yenileniyordu ve kendini sürekli güncelliyordu.(+) Teknoloji şirketleri gibi dünyayı değiştiriyordu. Elinde makine sensörlerinin ürettiği milyonlarca kayıttan oluşan “büyük veri” vardı. “Mühendisler teknolojinin her şey olmadığını kabul etmek zorundalar. Belki de müşteri ihtiyaçlarını anlamak için bir pazarlamacı ile çalışmalılar,” dediler. GE hala piyasayı finansal hizmetler şirketi olmadığına, dijital endüstriyel bir dev olduğuna ikna etmeye çalışıyordu.
Ama Immelt hata yapmaya devam ediyordu. 2012de GE ile güç türbin işinde rekabet eden ve ayrıca yolcu trenleri yapan Fransız Alstom’u satın aldı. Oysa GE analistleri Alstom muhasebe kayıtlarının şişirilmiş olduğunu söylüyordu.
2013te GE ciddiyetine analistleri ve kamuoyunu ikna etmek için GE Capital’in karlı bir kısmını satacağını açıkladı. Immelt hala büyük bir endüstriyel satın alma peşindeydi. Immelt’in petrol ve gazdaki satın alımları bile piyasayı GE’nin finans sektörüne bağımlılığından vazgeçeceği konusunda ikna edemiyordu. GE’nin endüstriyel iş kollarını küresel ekonominin yakında yeniden büyümeye başlayabileceği alanlara yeniden yönlendirmesi de hisse senedi fiyatına çok az etki yapıyordu. Immelt ne yapsa piyasa GE’ye güvenmiyordu. GE Capitalden bir çıkış yolu bulmak, Immelt’i rahatsız eden borsa korkusundan kurtulmanın tek yoluydu. Yeni göreve getirilen GE Capital’in eski CFOsu şirketin dünya çapında giderek yaygınlaşan operasyonlarının dağınıklık, duplikasyon, israf, verimsizlik ve karmaşıklıkla dolu olduğunu çabucak gördü.(-) 2013de yalın yönetime geçildi.(+)
Basına ve analistlere işin sadece maliyet tasarrufu olmadığı anlatıldı. Yabancı ülkelerdeki mükerrer fonksiyonlar kaldırıldı. Operasyon optimizasyonu yapıldı. Düşük karlı olan işlerden çıkıldı. Yurt dışı küçük operasyonlar için paylaşımlı destek ofisleri kuruldu. GE sadece hesap kitap işlerinden öte tüketici ve pazar odaklı bir şirket olmaya çalıştı. Tüm üst yöneticilerin artık tek görevi satış yapmaktı. Endüstri devi GE yazılım ve bulut ekonomisine uyarlanmak için çok büyük bir değişim yaşıyordu.(+) Ama yeniliğe direniş vardı.(-)
GE hisse senedinin zirve yaptığı Welch döneminin artık geri gelmeyeceği kabulü yaygındı. Jack ve Jeff arasındaki hiç bitmeyen karşılaştırma yarışmasında Immelt her zaman altta kalıyordu. Immelt, GE’nin Tesla Motors kadar yenilikçi bir şirket olduğu şeklindeki öyküyü yayıyordu
Mart 2016’da Bloomberg Businessweek şu başlıkla çıktı: “GE, 124 yaşındaki bir start-up’a dönüşmek için Jack Welch’in hayaletini nasıl kovdu.”
Birkaç yıl ”dijital” şirketin tüm halka açık bildirilerinin baş konusuydu. Kurumsal İletişim bölümü, GE’yi dünyanın ilk “dijital/endüstriyel” şirketi olarak ilan ediyordu. Ama GE’nin hızlı hareket etme, geçerli bir ürün üretme ve daha sonra sahada mükemmelleştirme planı, çabaların büyüklüğü nedeniyle kısmen akamete uğradı.
O dönemde büyük şirketler bile giderek aktivist hissedarların hedefi haline geliyordu. Aktivist firmalar yönetim kurullarını devirmek ve strateji değişikliklerini zorlamak için paylarını kullanıyorlardı. Trian pazardaki büyük aktivist fon şirketlerinden biriydi. GE’ye 2.5milyar dolar yatırım yapmıştı. Trian yatırımından bir yıl sonra, GE finansal hedeflerinin gerisinde kaldı. 2016 sonbaharında Fon sabırsızlanıyordu, YK üyeliği istiyordu. GE 2017nin ilk dört ayında 3 milyar dolardan fazla harcama yaparak kendi hisse senetlerini geri almaya devam etti.
Jeff Immelt, yatırımcıların özellikle de Trian’ın güvenini kaybettiğini fark etti. 2017 yılının sonlarına doğru yeni bir CEO’nun devralması için bir hedef belirlemişti ve olası halefler olarak dört GE üyesi belirlemişti. Flannery ekonomi bilgisi ve matematik zekası ile yeni CEO olmak için oldukça güçlü bir adaydı ve o seçildi. 2001 yılında Immelt başı dertte olan ama henüz batmayan bir gemiyi devralmıştı. Pek çok analist ve yatırımcının göremediği General Electric’in tamahkarlık, samimiyetsizlik, denetim zafiyeti ve benzeri sorunlar içinde olduğuymuş. Immelt’in 17yıllık CEOluğu sırasında hisse senedinin negatif getirisine odaklanmak ve bunu Welch’in 20 yıllık dönemindeki altmış kat getiriyle karşılaştırmak hatalıdır. Yatırıcımları etkilemeye saplantılı bir şekilde odaklanmanın tehlikelerini görmek için bu kitabın okunması gerekiyor.
Welch’in, yönetim konusunda 5 kitap yazan GE’yi dünyanın en büyük, en karlı ve en beğenilen şirketine dönüştüren, sayılara takıntılı, müthiş bir yönetim dehası (+) olduğu söylenir. Ama yazılanlar yönetim stratejisinin yanlış sonuçlandığını gösteriyor. Yarattığı baskı ortamı, teşvik ettiği davranışlar, GE’nin sonu olmuş. Welch’in yöneticileri muhasebe oyunlarıyla sınırsız büyüme efsanesini sürdürmek için gerçeklerle değil sayılara odaklanan bir yönetim yaratmış görünüyor. Immelt’in de yaptığı buydu, sadece finansal sonuçlara odaklanmak.(-)
Immelt, şirketin en önemli riski olan GE Capital biriminden kurtulamamış , Welch’in karmaşık holding yapısına hemen müdahale etmemiş. General Electric’in düşüşünün merkezinde, GE Capital’in ana şirket üzerinde nasıl büyük bir etkisi olduğu ve mali piyasalardaki müşkilin GE’yi nasıl zora soktuğu yatmaktadır. 90larda Welch, finansal hizmetlerde para kazanmanın endüstriyel üretimden çok daha kolay olduğu fikrini benimsemiş. Finans hizmetleri birimi, muazzam risklerle birlikte büyük temettüler sağlarken, endüstriyel taraf daha az karlı ama daha istikrarlıymış.(-)
Immelt hisse başına kazancı ve dolayısıyla hisse senedi fiyatını desteklemek için zamansız hisse geri alımlarına 100milyar doların üzerinde para harcamış.(-) Yaptığı pahalı şirket satın alımlarında analistlere aldırmamış. Yurt dışı ziyaretlerini iki uçakla birlikte yapması ise israfı önemsemeyen yönetim anlayışının göstergesi olarak algılanmış.(-) Bu duruma yönetim kurulu da göz yummuş.
Kitabı okuyup Immelt’in başarısızlığında birçok başka faktörün önce çıktığını ifade eden yorumcular da var: Jeff Immelt’in GE’ye liderlik edeceğini düşündüğü dünya alt üst olmuştu. Terör saldırılarını takip eden durgunluk ve belirsizlik, GE’nin endüstriyel işletmelerinin bağlı olduğu küresel büyümeyi yavaşlatmıştı. Ve Enron skandalının ardından muhasebe kurallarında yapılan değişiklikler, GE Capital bilançosu sayesinde zorlu dönemleri yumuşatmak için kullanılagelen kolay ve güvenilir bir ticari borçlanma kaynağını ortadan kaldırmıştı. (https://www.rightattitudes.com/2020/12/14/lights-out-general-electric-debacle-jack-welch-jeff-immelt)”
İmmelt iflah olmaz bir iyimserdi.(-) Yerine seçilen Flannery ise kısa sürede kararsızlığı ve bitmeyen analizleriyle tanındı.(-) Flannery’nin bu tarzı onunla çalışan üst düzey yöneticileri bezdiriyordu. Yönetim kurulu Immelt’i görevden almak için çok uzun süre beklediğine dair yaygın kamuoyu eleştirisi nedeniyle olsa gerek görev süresinin bitimine on dört ay kala Flannery ihraç edildi.
Yetenek fabrikası olarak övünen GE 126 yıllık tarihinde ilk kez liderlik bayrağını bir “yabancıya” devretti.(+) Yeni CEO Lawrence Culp, Harvard’da MBA yapmış, okutman olarak çalışmış ve daha küçük bir endüstriyel holding olan Danaher’deki başarısı nedeniyle takdir ediliyordu. Culp GE’nin yönetim kuruluna CEOluğa atanmadan 6 ay önce katılmıştı.
Kitap işler ters giderse Amerika’nın en ikonik şirketlerinin ve dünyanın önde gelen işletmelerinin kötü yönetimle nasıl yoldan çıkabileceğini anlatıyor. Gelişen bir şirketin tamamen talihsizlik ve zayıf liderlik tarafından nasıl çökebileceğinin ilginç bir öyküsü bu kitap.
Peki GE eski günlerine döner mi? GE’de sorunların bitmediğini belirtelim. Daha Aralık 2020de GE yine muhasebe kuralları ihlali nedeniyle Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu soruşturmasından kurtulmak için 200 milyon dolarlık bir cezayı kabul etmiş.(-) Huylu huyundan vazgeçmiyor galiba! (https://www.sec.gov/news/press-release/2020-312)
GE’nin aşılması zor alışkanlıkları var görünüyor. Kitabı ve yorumlarını okuduktan sonra benim şöyle bir merakım oldu. Tamam, Immelt başarısız oldu ve başarısızlık da onun hanesine yazıldı. Peki Immelt başarılı olsa bu başarı kimin hanesine yazılırdı?
Farkettiyseniz bazı cümle, hatta paragrafların sonuna (+) yani müspet hareket, katılıyorum; yine bazılarının sonuna (-) yani dikkat katılMIyorum, diye fikrimi belirttim. Umarım işinize yarar.
Kaynak: muratulker.com