Alanya’nın ne zaman il olacağından öte, yeni ekonomik kaynakların cevaplarını aramak daha doğru olur. Alanya’da “Altı ayı yaz, altı ayı bahar, nereye gitti bu memleketin kışı” diye bir söz var. Kış gelmeden uğramanızı tavsiye ederim.
Alanya’yı bir turizm kenti biliriz. Bir de az bilinen yönleri var, gelin bir bakalım!..
Alanya Kalesi, UNESCO Dünya Miras Listesi adayı
Aslında Alanya (Alaiyye) tarihi bir kenttir. 2010 yılında UNESCO Dünya Miras Listesine “Alanya Kalesi”nin adaylığının kabul edildiğini çoğumuz duymamıştır. Denizden 250 metre yükseklikte 10 bin hektarlık bir yarımada üzerine kurulmuş olan ve 2400 yıllık yerleşim yeri olan kale, başta Selçuklu ve Osmanlı olmak üzere Helen, Bizans, Roma medeniyet izlerini barındırıyor.
Yaklaşık 6,5 km uzunlukta surlar tarafından çevrelenen ve arkeolojik, tarihi, doğal ve kentsel ögelerin dokunsal bir bütünlük içinde harmanlandığı bir açık hava müzesi niteliğindeki bu alan, bütünde ve ayrıntıda hayranlık uyandırıyor.
Alanya, turizmi ve tarımıyla cazibe merkezi!
Geçen haftasonu Alanya’nın fethinin 800. yıldönümü kutlandı. Alanya, 1221 yılında Alaattin Keykubat tarafından fethinden sonra defalarca saldırıya uğradı ve stratejik konumunu öne çıkaran pek çok tarihi olay yaşadı. Belediye, şehrin sınırlarını aşan etkinlikler yapmayı seviyor. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda da 15 bin kişinin katıldığı fener alayı düzenlemişti. Geçmiş yıllarda da uluslararası nitelikte plaj voleybolu ve triatlon etkinliklerine imza atmıştı.
Bugün turistik ve tarımsal yönüyle hala bir cazibe merkezi özelliğini sürdürüyor.
Alanya’ya bunca kere gitmiş olmama rağmen, kaleyi gezmiş olmamam ne büyük bir eksiklikmiş. Alanya Kalesi, UNESCO Dünya Miras Listesine alınmayı hak ediyor.
Antalya’ya gelen turistlerin üçte biri Alanya’da konaklıyor
Törenlerden sonra, Alanya ekonomisi üzerine Belediye Başkanı Adem Murat Yücel ile sohbet etme imkanı buldum. Turizm, şehir için bir vazgeçilmez alan. Şehrin konumu, nitelikleri, insan çeşitliliği turizmi çeşitlendirmek açısından pek çok potansiyele sahip görünüyor.
Türkiye’ye gelen turistlerin üçte biri Antalya’ya geliyor. Ve bunların üçte biri de Alanya’da konaklıyor. Öyle ki 700’ü aşkın otel ile Alanya, tam bir turizm kenti niteliği taşıyor. Pandemi ile birlikte bu otellerin ancak yüzde 10’u açılabilmiş. Ancak tarım kesimindeki dinamik yapısı şehirdeki ekonomik dengede büyük avantaj sağlamış. Son iki yıldır tarım ürünleri iyi para ettiği söyleniyor.
Alanya’da muz ve narenciye üretimi
Malum sera yani örtüaltı tarım ürünleri, son yıllarda popüler olan tropikal meyveler bakımından şehir öncü durumunda. Aynı şekilde muz ve narenciye bakımından da zengin bir bölge.
Yerinde görme fırsatı buldum: Mesela avokado üretimi artmaya devam ediyor. 12 ayrı çeşidi bölgede üretiliyor. Öyle ki ıslah edilmiş çeşitleri var ve Alanya Avokadosu olarak coğrafi işaret için başvuru da yapılmış.
Ancak, tarımsal ürünlerle ilgili işleme tesisi olmamasının büyük eksiklik olduğunu düşünüyorum.
Alanya’ya Tropikal Meyveler Festivali yakışır!
Birden bu alanda da kendini konuşlandırması gereken Alanya’ya “Tropikal Meyveler Festivali” ve “Uluslararası Örtüaltı Tarım Zirvesi” organize etmek yakışır.
Fetih kutlamaları sırasında Mutfak Kültürü Evi de açıldı. Tarihi bir evi renove edip, müze niteliğine kavuşturdular. Mutfak Kültürü Evi, yerli tarımsal ürünlerle, geleneksel mutfak kültürünü zenginleştirmelidir.
Bunun yanı sıra, 123 ülkeden 38 bini aşkın yabancı, artık Alanya’nın hemşehrisi durumunda. Eskiden Almanlar ilk sıradaydı, artık 8 bin civarında Rus, burada yaşamını sürdürüyor.
Mahmutlar yöresindeki bir okulda, aynı sınıfta 23 ayrı ülkeden öğrenci var.
Yabancıların kendi okulları ve kiliseleri var. Yine, yabancıların yüzde 10 civarı artık burada kendi işlerini kurmuş durumdalar. Turizm, emlakçılık ve araba kiralama ilk uğraş alanları olarak görülüyor.
Yine meskun yabancılar, belediyenin kültür etkinliklerine, kurslarına devam ediyorlar. Mesela fetih kutlamalarını pek çoğu ile birlikte izledim.
Şehir konseyi niteliğinde Yabancılar Meclisi var. Belli dönemlerde toplanıyor ve yaşadıkları sorunlara çözümler aranıyor.
İran’dan doğrudan uçuşlar var
Gazipaşa’ya eskiden İran’dan doğrudan uçuşlar yoktu. İki yıldır uçuşlar başladığı ve bunun da turizmi çeşitlendirmek açısından önemli olduğu belirtiliyor. Ayrıca Gazipaşa Havaalanı ile Antalya Havaalanı’nın aynı işletmeci tarafından işletilmesiyle, bundan böyle daha fazla uçağın Gazipaşa’ya inmesi bekleniyor.
Alanya’nın kış nüfusu 334 bin olarak görünüyor. Ancak yazın bu rakam 1.5 milyonu aşabiliyor. Başkan Yücel, 200 bini aşkın su abonesi olduğunu hatırlatıyor.
Malum, Alanya’nın iklimi yazın çok nemli oluyor. Özellikle yaşlıların seveceği bir ortam değil. Bu sebeple yaylaya çıkma geleneksel olan bir alışkanlık. Eskiden her mahalle için ayrı 84 adet yayla vardı. Zamanla bu yaylalar mahallelere mahsus olmaktan çıkıp, yabancıları bile kabul eder hale geldi. Önümüzdeki süreçte, yayla turizminin niteliğinin değişmesi bile bekleniyor.
Adem Murat Yücel, bu kadar yoğun yaşamın olduğu ve göç alan bir ilde işsizlik sorununun çok az olduğunu belirtiyor. Hatta, yol ve çevre temizliği için yarı açık cezaevinden eleman istihdam ettiğini bile belirtiyor.
Kırsal kalkınmaya belediye destek veriyor
Toroslara yaslanmış bir Alanya için kırsal kalkınma da önem taşıyor. Bu amaçla belediye, her yıl 2 ila 3 bin arı kovanını köylülere dağıtıyor. Yerel arıcıların yanı sıra, başka illerden de mevsimsel olarak kovanlarını getiren arıcılar var.
Alanya’da anıtsal yapı azlığı dikkatimizi çekti. Orta vadede bu alanda da yeni projelerin gündeme gelmesi bekleniyor. Mesela, şu an yapılmaya başlanan Hükümet Konağı’nın valiliğin ihtiyaçları doğrultusunda yapılmaya başlanması ilginçtir.
Üzüldüğüm yanlardan biri de şehirde inşaatın hala bir lokomotif sektör olmasıdır. Turizm batıya, konutlar doğuya doğru gelişiyor ama yeni ekonomik kaynaklar aynı hızla aranmıyor.
Bence, Alanya’nın ne zaman il olacağından öte, yeni ekonomik kaynakların cevaplarını aramak doğru olur.
Alanya’da “Altı ayı yaz, altı ayı bahar, nereye gitti bu memleketin kışı” diye bir söz var. Kış gelmeden uğramanızı tavsiye ederim.